 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/5447
Karar no : 1995/6366
Tarih : 21.9.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 6.000.000 TL manevi tazminatın 2.4.1991 olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazla istemin reddine ilişkin hükmün süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği konuşuldu.
1-Dosyadaki yazılara dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacını aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Kişilik haklarını hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almasıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da göz edilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanunu 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Davaya konu olan bu işte, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturan ve yayına konu olan sözlerin ağırlığı, tarafların sosyo-ekonomik durumları ve olayın gerçekleşme biçimi ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacı için hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı çok azdır; daha uygun bir miktar tazminata hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davalının tüm ve davacının öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz edenlerden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21.9.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.