 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E. 1995/1610
K. 1995/2902
T. 4.4.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ZAMANAŞIMI
TAŞKIN İNŞAAT NEDENİNE DAYANAN TAZMİNAT
KARAR ÖZETİ: 1- Dairenin uyulan bozma kararındaki maddi hata zamanaşımı savunmasında bulunmayan davalıların da, zamanaşımı savunmaları varmışçasına ve onlar yararına usule ilişkin kazanılmış hak oluşturmaz.
2- Kural olarak arsa maliki, bir inşaatın arsasına tecavüz etmesine katlanmakla yükümlü değildir be bunun kaldırılmasını isteyebilir. Ancak, arsa maliki inşaatın arazisine tecavüz ettiğini öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde itiraz etmemiş olup da, inşaat iyi niyetle yapılmışsa ve halin icabı inşaatın kalmasını gerektiriyorsa, arsa maliki tecavüz eden inşaata katlanmakla yükümlüdür. Ama bu şartlardan biri eksikse, arsa maliki bu taşkın inşaatın kaldırılmasını isteyebilir ve bu bir zamanaşımına bağlı değildir.
(743 s. MK. m, 618, 651)
Taraflar arasındaki birleştirilen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün davacılar avukatı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzere; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
1- Davalılardan Mithat dışındaki (haklarında 1993/786 esas sayı ile dava açılan ve Mithat hakkında açılmış ilk dava ile 15.11.1993 tarihinde tevhid edilen davada, davalı olan) diğer üç davalının zamanaşımı savunması yoktur. Gerçi Dairenin uyulan bozma kararında; "-Davalıların zamanaşımı savunmaları hakkında bir karar verilmeden işin esasının incelenip karar verilmesi..-" denilmekte ise de, bu maddi hatadır ve bozmaya uyulmuş olması zamanaşımı savunmasında bulunmayan davalıların da zamanaşımı savunmaları varmışçasına ye onlar yararına usule ilişkin kazanılmış hak durumu oluşturmaz. Çünkü, maddi hata bu müessesenin istisnasını teşkil eder. 0 ilde mahkeme kararı, zamanaşımı savunması bulunmayan davalılar yönünden de davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olması nedeniyle bozulmalıdır.
2- Dava, arsa maliklerinin taşkın inşaat nedenine (MK. m. 651) dayanan tazminat istemine ilişkindir ve taşkın inşaatta bulunanlara yöneltilmiştir. Kural olarak arsa maliki, bir inşaatın arsasına tecavüz etmesine katlanmakla mükellef değildir ve bunun kaldırılmasını isteyebilir (MK. m. 618). Ancak, arsa maliki inşaatın arazisine tecavüz ettiğini öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde itiraz etmemiş olup da, inşaat iyi niyetle yapılmışsa ve halin icabı inşaatın kalmasını gerektiriyorsa arsa maliki tecavüz eden inşaata katlanmakla mükelleftir. Fakat bu şartlardan biri eksikse, tecavüz eden inşaatın kaldırılmasını arsa maliki talep edebilir ve bu bir zamanaşımına tabi değildir. Yargıtay'ın uygulaması ve doktrindeki görüş de bu yoldadır (Prof. Dr. M. Kemal Oğuzman-Prof. Dr. Özel Selici, Eşya Hukuku, 5. Baskı, İstanbul 1988, Sh. 436 vd.; Doç.Dr. Galip Sermet Akman, Taşkın İnşaat-Doçentlik Tezi, İnceleme konusu olayda, davacılar on beş gün içinde itiraz etmemiş iselerde; taşkın inşaatı yapanlar da iyi niyet iddiasında bulunamazlar. Zira davalılar, ellerindeki çapa göre kendi yerlerini belli edebilecek imkanlara sahiptir. Taşkın inşaatlarında gerekli özen ve dikkati göstermediklerinden iyi niyetli sayılamazlar. Öte yandan davacıların on beş gün içinde itiraz etmemiş olmaları da davalıların iyiniyetli olduklarının kabulünü gerektirmez.
Açıklanan maddi ve hukuki esaslar karşısında, davacılar (bir zamanaşımı süresine tabi olmaksızın) taşkın inşaatın kaldırılmasını talep edebilecek durumdadırlar. Hal böyle olduğuna göre, taşkın inşaatın kaldırılması yerine tazminat istemiş olmaları nedeniyle, tazminat davasının da zamanaşımına tabi olmadığının kabulü gerekir. Daire'nin uyulan bozma kararı ise, zamanaşımı savunması hakkında bir karar verilmemiş olmasına yöneliktir.
Yukarda yazılı nedenlerle davanın zamanaşımı yönünden reddedilmiş bulunması da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın (1) ve (2) no'lu bentlerde gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 4.4.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.