 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas no : 1994/8654
Karar no : 1996/2278
Tarih : 16.3.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle taraflar arasındaki manevi tazminat davasında yapılan yargılama sonunda (10.000.000 lira manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsil e n alınarak davacıya verilmesine ve fazla istemin reddine ilişkin) mahkemenin 14.7.1992 gün ve 513/453 sayılı hükmü, davalılardan Ergun G... vekili tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 28.12.1993 gün ve 12361/15373 sayılı kararı ile "-Kararda yazılı nedenlerden dolayı ve dava reddedilmek üzere oyçokluğuyla-" bozulmuş; mahkemece, 11.5.1994 günlü oturumda Dairenin bozma kararına uyulmuş ve her iki davalı hakkındaki davarımda reddi yolunda hüküm kurulmuştur.
Mahkemenin sonraki hükmünün davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere duruşma günü için çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davacı asil Aziz Nesin ve adına Avukat Veli D... ile diğer taraftan davalılardan Ergun G... adına Avukat Gönül Ö... gelmiş, öteki davalı T... Gazetesi (İ... Gazetecilik Holding AŞ) adına kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra dosya incelenip gereği konuşuldu;
1-Davalılardan T... Gazetesi (İ... Gazetecilik Holding AŞ) hakkında verileri (diğer davalı ile birlikte ve müteselsilin manevi tazminatla hükümlülüğüne ilişkin) mahkemenin 14.7.1992 günlü ilk hükmünün davalı gazete tarafından temyiz edilmediği, Dairenin bozma
kararının bu davalıyı kapsamadığı ve esasen hükmü temyiz etmeyen davalının bozmadan yararlanamıyacağı gözetilmeden; davalı gazete hakkındaki davanın da reddedilmiş olması yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- Davalı Ergün G... ile ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince
Bozma kararına uyan mahkeme kural olarak bozma kararı çerçevesinde işlem yapmak ve karar vermek durumundadır. Ancak Yargıtay'ın bozma kararına uyulması üzerine yargılamaya devam edilir. Uyma kararından sonra taraflara diyecekleri sorulur. Yoksa hem bozmaya uyulup hem de taraflara diyecekleri sorulmadan esas hakkında hüküm verilemez. Taraflar, bozma kararına uyulmasından sonra devam edecek yargılama sırasında yeni iddia ve savunmada bulunabilirler; diğer tarafın buna karşı çıkmaması halinde bu iddia ve savunmaların incelenmesi gerekir. Çünkü Prof.Dr.Baki Kuru'nun (Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 4, 5. Baskı 1991, sh.3437 j) işaret ettiği gibi işte bu şekilde bozmadan sonra ileri sürülen yeni iddia veya savunma ile hukuki durum değişeceğinden (değişebileceğinden) mahkeme, usuli kazanılmış hakka göre değil, değişen yeni hukuki duruma göre karar verir. Prof. Dr.Saim Üstündağ'ın da (Medeni Yargılama Hukuku, Cilt II, 3.Baskı, İstanbul 1977, Sh.98 ve 99) Usuli müktesep hakka getirilen üçüncü istisna başlığı altındaki konuya ilişkin açıklamaları şöyledir: "-En kesin bozmaya rağmen taraflar iddia ve müdafaalarını değiştirerek (genişleterek)... bozma ilamının gösterdiğinden farklı bir hüküm verilmesini sağlayabilirler. Değişikliğe rağmen mahalli mahkeme yine de bozma ilamına bağlılıktan bahsedemez. Demek ki taraflar bozma ilamının dışına iddia ve müdafaanın değiştirilmesi yasağını vaz eden hükümlere uymak suretiyle çıkabileceklerdir... Bu sebeple uyma hakkında karar verildikten sonra bunun taraflara bildirilerek bir diyecekleri olup olmadığı mutlak surette sorulmak gerekir. Uymadan sonra bunu taraflara bildirip, ne diyeceklerini sormadan esas hakkında da karar verilirse bu bir bozma sebebi teşkil edecektir.
Mahkemenin bozmaya uyulma kararından sonra taraflara ne diyeceklerini sormadan hüküm kurmuş olması da yukarıda açıklanan hukuki esaslara aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda 1 nolu bentte gösterilen nedenle davalı gazete hakkındaki hüküm yönünden ve 2 nolu bentte gösterilen nedenlerle de davalı Ergün G... ile ilgili hüküm yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacı yararına takdir edilen 750.000 lira duruşma avukatlık parasının davalılara yükletilmesine ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16.3.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.