 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E. 1994/3314
K. 1994/5121
T. 6.6.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KAMBİYO SENEDİ HAMİLİ
İYİNİYETLİ HAMİL
İMZANIN DAVACIYA AİT OLMAMASI
MANEVİ TAZMİNAT DAVASI
KARAR ÖZETİ : Keşideci ve lehtara nazaran, üçüncü kişi durumundaki davalının; senetteki imzanın, davacı ya ait olmadığını bilebilecek konumda olmaması ve lehtarın sahte senet düzenlediğini bildiği ispatlanmadan, manevi tazminatamahkum edilmesi doğru değildir.
(334 s. Anayasa m. 36)
(6762 s. TTK. m. 560)
(818 s. BK. m.49)
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 5.000.000 lira manevi tazminatın 2.9.1992 dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya Ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra, dosya incelendi, gereği konuşuldu:
Davacı, davalı tarafından hakkında Ankara On beşinci icra Müdürlüğü'nün 199117682 sayılı dosyası ile senede dayanılarak icra takibinde bulunulduğunu, senetteki imzaya ve borca itirazı üzerine 3. icra Hakimliği'nin 1992/6 E. sayılı dosyasında senetteki imzanın kendisine ait olmadığının tespit edildiğini ileri sürerek, davalının haksız eylemi nedeniyle manevi zarar karşılığı olarak 10.000.000 TL. tazminatın ödetilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, icra takibine konu ettiği senedin lehtar Tekin tarafından ciro edilmesi ile hamili olduğunu, senetteki imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda bulunmadığını ve kendisinin iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu ileri sürüp davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı 5.000.000 TL. manevi tazminat ödemeye mahkum edilmiştir.
Anayasanın 36. maddesinde de ifade edildiği üzere, herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde iddiada bulunmak, icra takibi yapmak hakkına sahiptir. Bu hak, her hak ve hürriyet gibi sınırlı olmakla beraber, hakkın kötüye kullanıldığı kesin olarak belirlenmedikçe hakkı kullananın tazminatla sorumlu olduğu düşünülemez. icra takipleri, başkalarının kişilik haklarını zedeleseler bile, belirli ölçüler içinde hukuka uygundur. Bu hukuka uygunluğun dayanağı, bireylerin ya da kamunun üstün menfaatlerinin korunmasıdır. Ancak, bu hak toplumsal görevine aykırı bir yolda kullanılmışsa, bu kötüye kullanma, davranışı hukuka aykırı kılar.
İnceleme konusu işte davalı, keşidecisi davacı Tayyar ve lehtarı Tekin olan 26.9.1991 tanzim tarihli 15.000.000 TL.lık emre muharrer senedin (lehtarın cirosu sonucu) yetkili hamilidir. Ödememe protestosundan sonra davalı tarafından keşideci davacı ve cirantası Tekin haklarında kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibinde bulunulmuş ve davacının icra tetkik merciine imza itirazı şeklindeki başvurusu sonucunda (imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilerek) icra takibi iptal edilmiştir. Hal böyle olduğuna göre, gerçekten de davalı, kambiyo senedinin iyi niyetli hamili durumundadır. Senette, senet bedelinin nakte alındığı yazılıdır. Davacı ile senedin lehtarı arasındaki bu senette davacının imzasının ona ait olmadığını davalı bilebilecek konumda değildir ve keşideci ile lehdara nazaran üçüncü kişi sayılır. Davacı tarafından da senedin lehtarı ile davalının anlaşarak sahte senet düzenledikleri veya senet lehtarının sahte senet tanzim ettiğini davalının bildiği halde icra takibine giriştiği iddia ve ispat edilmiş de değildir.
Açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden ve davalının icra takibinde bu hakkı kötüye kullandığı tespit edilmeden yazılı olduğu şekilde davalının manevi tazminatla sorumlu tutulması yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA), bozma nedenine göre öteki itirazların şimdiden incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 6.6.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.