 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas no : 1994/1123
Karar no : 1994/6518
Tarih : 11.07.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeni ile tazminat istemine ilişkindir. Davacı, Hamle Gazetesinin 1.8.1990 günlü sayısında yayınlanan yazıda onur ve saygınlığına saldırıda bulunulduğu iddiasıyla 60.000.000 lira manevi tazminatın davalılara ödetilmesini istemiştir.
Mahkemece yazı bütün olarak değerlendirildiğinde eleştiri nitelikli olduğu, hakaret kastının bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
Basının yansız ve özgür olarak haber verme, bir düşünce görüşü tartışma, eleştirme, kamuoyunu aydınlatmaya ilişkin fonksiyonunu yerine getirebilmesi bazı ayrıcalıkları gerektirir. Ancak tüm özgürlüklerde olduğu gibi basın özgürlüğü de kiş ve toplum yararı açısından sınırlıdır. Kişinin onur ve saygınlığının korunmasına ilişkin Medeni Kanunun 24 ve Borçlar Kanunun 49. maddesi ile Anayasanın 28. maddesi, basın özgürlüğünün özel hukuk alanında sınırlamasıdır.
Basın haber verme fonksiyonu yerine getirirken kullanacağı hakkın özel hukuk alanında sınırı a) Gerçeklik b) Kamu yararı ve toplumsal ilgi c) Güncellik d) Konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık kuralları ile belirlenmiştir. Haber verme hakkı bu sınırlar içinde kaldığı sürece hukuka uygundur. Yukarıda sözü edilen sınırlayıcı temel kurallardan sonuncusu, haber gerçeği yansıtsa bile kullanılacak dil ve ifadenin, yapılacak yorumun, haberin verilişinin gerektirdiği ve zorunlu kıldığı biçim ve ölçüde bulunmasını öngörür. Kaldı ki haberin gerçekliği de dosya kapsamında ispat edilememiştir. Şayet haberin verilişinde gerekli, yararlı ve ilgili olmayan beyan tavsif ve değerlendirmelere gidilecek olursa kişilik haklarıyla çatışan basın hürriyetine üstünlük tanınması imkansız hale gelir. Yazı bütününde bulunan "öter de öter", "en büyük baş", "yalancı" sözcüklerinin haber verme hakkını aşan, hukuka aykırı bir saldırı teşkil ettiği tartışmasızdır.
Açıklanan olgular gözönüne alınarak uygun düzeyde tazminata hükmedilmesi gerekirken, mahkemece aksi düşünce ile davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle 11.7.1994 tarihinde (BOZULMASINA) oybirliğiyle karar verildi.