 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E. 1993/2301
K. 1993/14550
T. 13.12.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KÜÇÜKLERİN HAKSIZ FİİLİ
AİLE BAŞKANININ SORUMLULUĞU
MANEVİ TAZMİNAT
KARAR ÖZETİ Haksız filin gerçekleştiği tarihte küçüğün anne ve babası boşanmış ise, velayetin kime verildiği araştırılmalı ve husumetin kime yöneltileceği buna göre belirlenmelidir.
Kişilik hakları hukuku aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek, takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Manevi tazminat bir ceza olmasını da amaç edinmemiştir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
(743 s. MK. m. 24, 24/A, 320,4)
(818 s. BK. m. 47)
Taraflar arasındaki manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü ile 2.000.000 lira manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan Zaferden alınarak davacıya ödenmesine, diğer davalılar hakkındaki davanın husumet yönünden reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
1- Dava, suç tarihinde reşit olmayan davalı Zafer'in davacıyı rızasıyla kaçırıp alıkoyması ve kızlığını bozması nedeniyle adı geçenden ve onun velileri olduğu bildirilen anne ve babasından manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, Zafer bakımından davanın kısmen kabulüne, diğer iki davalı yönünden ise, husumet sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava dilekçesi kapsamı nazara alındığında, davalı anne ve babanın aile başkanı sıfatıyla dava edildikleri kabul edilmelidir. Olay tarihinde Zaferin, velayet altında bulunduğu tartışmasızdır. MK.nun 320. maddesi, küçüklerin haksız fiili nedeniyle aile başkanının sorumluluğunu düzenlemektedir. Ayrıca, davalı anne ve babanın eylemin gerçekleştiği tarihten evvel boşanmış oldukları, ancak velayetin kime verildiğinin belirsiz olduğu anlaşılmaktadır. Bütün bu sebepler gözetilerek eylem tarihinde küçük Zaferin kimin velayeti altında bulunduğunun tesbiti ile o davalının MK.nun 320. maddesi gereğince sorumluluğu cihetine gidilmesi ve diğer ebeveyn bakımından davanın reddedilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu ve usul ve yasaya aykırı olarak davalı anne ve baba bakımından davanın reddine karar verilmiş olması bozma nedenidir.
2- Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın Özelliği yanında tarafların kusur oranının, sıfatını işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek Özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü, kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanunun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. 0 halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Davaya konu olan işte, yukarda belirtilen ilkeler ve olayın kişilik haklarına ağır bir saldırı oluşturduğu nazara alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarı çok azdır. Daha uygun bir miktara hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.
SONUÇ :Temyiz olunan kararın (1 ve 2) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 13.12.1993 oybirliğiyle karar verildi.