 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1991/4289
K: 1991/3711
T: 25.04.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki ihalenin feshi davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Dava, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda yapılan ihalenin bozulmasına ilişkindir. Davacı, (mahkemenin de kabul ettiği üzere) ehliyetsizliği belgelerle sabit olan eşi Saadettin Ü.ya vekaletname vererek onun ihaleye katılmasını sağlamıştır. Mahkemece, bu durumun iyiniyetle bağdaşmayacağı belirlenerek dava reddedilmiştir.
Oysa, davacının eylemi, resmi görevlileri boş yere işgal nedeni ile kamu; bu yüzden zarara uğrayan kişiler varsa tazminat nedeni ile özel hukuk alanında sonuçlar doğurur. Onunla vekili arasındaki ilişkiye gelince; ehliyetsizle yaptığı vekalet sözleşmesi ve ihalede ehliyetsiz kişi bulunduğu için ihaleyle oluşan bağlantılar hükümsüz sayılır. Hükümsüz olan ihaleye ise davacının kötüniyetli olması bakımından geçerlilik tanınamaz. Öyleyse dava, kabul edilmek üzere mahkeme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA 25.4.1991 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
İhaleye konu olan ve ihalenin feshini isteyene ihale edilen zeytinliğin,
tamamen davacının elinde ve istifadesinde olduğu,diğer hissedar Şükriye A.'ı bu zeytinlikten yararlandırmadığı sulh hukuk hakimliğine verilen 29.12.1988
günlü dava dilekçesi ile dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
İhalenin feshini isteyenin eşi ve vekili tarafından ileri sürülen pey ile taşınmazın başkasına satılması önlenmiş,bu suretle taşınmazı eskisi gibi kullanma imkanını ihalenin feshini isteyen elde etmiş bulunmaktadır.Bu tutum ve davranışta bulunan bir kişinin,şimdi vekil tayin ettiği eşinin ehliyetsizliğini ileri sürerek ihalenin feshini istemesi tamamen iyiniyet ilkelerine aykırı,kanuna karşı hile oluşturur.Kaldı ki,doktor raporu araştırma sırasında akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunduğunu da kesin kanıtlaıyacak nitelikte değildir.
İhaleye fesat karıştırıldığı hususu da ispat edilememiştir.
Bu bakımdan mahkeme kararının onanması görüşündeyim.