 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1991/11730
K: 1993/1898
T: 02.03.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği konuşuldu:
Davacılar, desteklerinin trafik kazası sonucu ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Mahkeme, dosyanın kusur ve tazminat miktarının belirlenmesi için yatırılması gereken giderin davacılar tarafından süresinde yatırılmadığından bahisle davanın reddi biçiminde hüküm kurmuştur.
Yasa bazı hallerde bir takım işlemlerin yapılması için bir süre koymuştur. Süresinin tayinini hakime bırakmıştır. Hakimin belirlediği süre içinde işlemin yapılması gerekir. İşte bu hallerde süreler hakim tarafından tayin edilmektedir. hakim süreyi tayin ederken tarafların özel durumlarını nazara almak zorundadır. Ayrıca belirlenen süre içinde yapılacak işlemler tek tek ve açık biçimde belirtilmelidir. Bu işlemlerin tayin edilen süre içinde yapılmaması halinde yatırımıda karar yerinde yer almalıdır.
Somut olayda, davacıların desteğinin hangi maddi olguların gerçekleşmesi sonucu öldüğüne dair dosyada açık bilgi bulunmamaktadır. Davacıların idaisına göre davalılara ait aracıp yoldan çıkıp durmakta beklemekte olan yolcular arasına dalması sonucu kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu duruma göre destek açısından bir kusurdan söz edilmeyeceğinden kusur için bilirkişi incelemesinin yapılması da gerekmez. Yine maddi tazminat için desteğin kazanç durumu konusunda talepte bulunan davacıların bu iddiasına karşı davalılar 16.9.1988 tarihli cevapları ile talep edilen tazminatın fazla olduğunu savunmuşlardır. Dinlenen tanıklardan desteğin işi ve kazancı konusunda bilgileri olup olmadığı sorulmamıştır. Dosyada veraset belgelesi veya nüfus aile kayıt tablosu bulunmamaktadır. Dosya arasında ceza mahkemesine ait dosya dahi bulunmaktadır. Tüm bu eksiklikler mevcut iken ve kusur yönünden de bir rapor alınması gerekmez iken dosyanın bu aşamada bilirkişiye gönderilmesine karar verilmesi ve mevcut bilgileri itibariyle alınacak raporla yetinilmesi yargılamayı doğru bir sonuca götürmeyecektir. Kaldı ki davacılar manevi tazminat isteminde de bulunmuşlardır. Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanununun 275. maddesi gereğince teknik bir konu olmayan ve tamamen hakimin yargılama yetkisi içinde bulunan manevi tazminat talebi konusunda da davanın reddi usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan yukarda da belirtildiği gibi mahkemece verilen ara kararı HUMK. nun 163. maddesinde belirtilen ve onun konuluş amacına uygun düşmemektedir. Çünkü bir ara kararında yapılacak işler açık olmadığı gibi yerine getirilmesi halinde uygulanacak yaptırımda belirtilmemiştir.
Açıklanan tüm bu hususlar nazara alınmadan kararda yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 2.3.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.