 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E. 1991/11473
K. 1993/1701
T. 25.2.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI
MANEVİ TAZMİNAT
ÖZET Davalının, davacı hakkındaki söz ve açıklamalarının kişisel değerlere (onur-saygınlık) ve kişilik hakkına saldırı olup olmadığı kararda tartışılmadan hüküm kurulması usule aykırıdır.
(818 s. BK. m. 49)
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda,ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı Nafi tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve Özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının maddi tazminata ilişkin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı, davalının yönetime ve yetkililere yaptığı başvuru ve açıklamalarda kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu ileri sürerek manevi zararının tazminini de istemiştir.
Mahkeme, davaya konu vs. davalı tarafından düzenlenen dilekçede isim açıklamadığı ve gerek bu dilekçede gerekse bu dilekçe üzerine davalının görevli kişiye yaptığı açıklamada eleştiri sınırlarını aşmadığı ve davalının eyleminin olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun 49. maddesindeki ağır kusur unsurunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Davalının, "sayın valim" başlıklı 19/6/1987 tarihli dilekçesi ile 3/8/1987 gününde görevliye yaptığı açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; 19/6/1987 günlü dilekçede davacının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin aksi yöndeki gerekçesi davalının 3/8/1 987 günlü açıklamaları ile çelişki yaratmıştır.
Diğer taraftan mahkeme; davalının, davacı hakkında yaptığı açıklamaları ele alıp tartışmadan ve nedenlerini gerekçelendirmeden manevi tazminatın unsurlarının gerçekleşmediği sonucuna varmıştır. Oysa davalı, davacı hakkında "şahsiyetsiz kişi, dostluğu düşmanlığı belli olmaz-çıkarları için şikayet müessesesini kullanır" gibi söz ve açıklamalarda bulunmuştur. Bunların, kişisel değerlere (onur-saygınlık) ve kişilik hakkına saldırı olup olmadığını kararda tartışılmadan hüküm kurulması usule aykırıdır; mahkeme kararı eksik ve çelişik gerekçe nedeniyle bozulmalıdır.
SONUÇ Temyiz olunan kararın ikinci bentte gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının birinci bentte gösterilen nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25.2.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.