 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1990/6102
K: 1991/7173
T: 09.07.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki borçlu bulunulmadığının tesbiti davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dışı borçlu Kaya'nın davacı şirketle 31.12.1985 tarihinde iş ilişkisini kesmiş olması nedeniyle birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği 31.12.1985 tarihinde davacı şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığının tesbitine ilişkin hükmün süresi içnide davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı, davalı alacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan icra koğuşturması sırasında kendisine İİK.nun 89. maddesi gereğince birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiğini, ancak zuhulen bu ihbarnamelere itiraz edilmediğini, zaten borçlu olduğu belirtilen Kaya'nın ihbarnamelerin tebliğinden çok önce kendi işyerinden ayrıldığını belirterek, borçlu olmadıklarının tesbitini istemiştir.
Mahkemece, iddia kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, İİK.nun 89. maddesinin kendisine tanıdığı haklardan ilk tebliğden itibaren 7 gün içnide borçlunun kendi nezdinde alacağı bulunmadığı yolundaki itiraz etme hakkını kullanmamış, bu suretle borcun zimmetinde olduğunu kabul etmiştir. Ayrıca, ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ gününden itibaren yedi günlük sürede alacaklıya karşı menfi tesbit davası açma hakkını da kullanmadığına göre, artık kesinleşen borcu icra veznesine ödemek yükümlülüğü altına girmiştir. Davacının ileri sürdüğü üzere ihbarnamelere karşı zuhulen itiraz edilmediği, zaten borçlu kişi Kaya'nın da ihbarnamelerinin tebliğ tarihinden önce ve 21.12.1985 gününde işyerinden ayrıldığı biçimindeki nedenlerin, sürelerin geçirilmesi için haklı ve yasal sebepler sayılmasını gerektirmeyeceği gibi İİK.nun 65. maddesinde öngörülen olanağı da kullanmış değildir. O halde, davacı kesinleşen borcu icra veznesine ödemek zorundadır.
Davacı şirket, aslında borçlu olmadığı bir parayı ödemiş ise genel hükümlere (BK. 61 vd.) göre borçluya karşı istemde bulunabileceği İİK.nun 89. maddesinin 5. fıkrasında hükme bağlanmış olup, bu durum borcu ödemekten imtina etmesini haklı kılmaz. Esasen aksine bir düşünce yasa koyucunun İİK.nun 89. maddesiyle getirmek istediği düzenlemenin amacına da aykırı düşer.
Bu itibarla mahkemenin, davacı şirketin davalı aleyhine açtığı bu davanın reddi gerekirken, kararda yazılı olan ve yasal dayanağı bulunmayan gerekçelerle istemi kabul etmesi doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 9.7.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.