 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1990/2902
K: 1990/2927
T: 02.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Zafer B. adına Av. Şerafettin Y. ve Av. Ekrem B. ile Gül G. Ekmek Sanayii ve Ticaret A.Ş. adına Av. Cevat G. aralarındaki dava hakkında İstanbul Asliye 3. Hukuk Mahkemesinden verilen, sayılı hükmün dairenin 22.4.1989 gün ve 1989/7623765 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı avukatı tarafından kararın düzeltilmesi ve mahkemenin 8.11.1989 gün ve, (...) sayılı davacı Zafer B.'un süresinden sonraki temyiz isteminin reddine ilişkin kararın da yine süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, yerel mahkeme kararı taraflarca temyiz edildikten sonra davalı tarafın temyizi üzerine Dairemiz kurulunca karar bozulmuş, ancak davacının temyizinin incelenmemiş bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı bu yönü karar düzeltme isteği olarak ileri sürmüş, davalı da reddedilen öteki itirazı yönünden karar düzeltme istemiştir. Davacının isteği karar düzeltme değil, maddi yanılgı olarak ele alınıp ve davalı bakımından karar düzeltme dilekçesi okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : 1 - Davacının temyiz isteği konusu, üç milyon TL. manevi tazminatın az olduğuna da yöneliktir. Borçlar Kanununun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ıstırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktarı mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olan işte olayın gerçekleşme biçimine ve sonuçlarına göre davacının manevi tazminat olarak istediği beş milyon TL. gerçekten ılımlıdır. Öyleyse bundan daha azına hükmedilmiş olması bozmayı gerektirir.
2 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının öteki temyiz itirazlarının reddi gerektir.
3 - Davalının karar düzeltme isteğine gelince: Davalı tazminattan mahsup edilmek üzere davacıya 500.000 TL. verdiğini bildirmiş olup bu konuda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durum karşısında 500.000 TL.nın tazminattan indirilmesi gerekir. Belirtilen açıdan karar düzeltme isteği kabul edilmeli ve yerel mahkeme kararı HUMK.nun 440 ve 442. maddeleri gereğince genişletilerek bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen 7 ve 3 numaralı bozma nedenlerinin 22.4.1989 günlü, 752/3765 sayılı Dairemiz Kurulunun bozma kararına eklenmesine; davacının öteki temyiz itirazlarının 2. bendde gösterilen nedenlerle reddine 2.4.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.