 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1990/2251
K: 1990/2697
T: 27.03.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki fazla ödenen tazminat alacağının geri verilmesi davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 2.025.600 liranın 20.7.1988 temerrüt tarihinden itibaren %30 yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istem ile icra inkar tazminatı talebinin reddine, kararda belirtilen miktarla sınırlı olmak üzere davalıların Ankara 4. İcra Memurluğu'nun 1988/6304 sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkin hükmün süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Dava, fazla ödenen tazminat alacağının geri verilmesi isteğidir. Muzaffer'e ait araç Kadir adındaki kişiye çarparak ölümüne sebebiyet vermiştir. Kadir'in desteğinden yoksun kalan davalılar Eyüp ile Songül tarafından Muzaffer aleyhine 21.9.1987 tarihinde açılan ve 9.2.1988 tarihinde biten önceki dava sonunda onlar yararına bir miktar maddi tazminata hükmedilmiş ve alacaklıların ilamı icraya koymaları üzerine hüküm altına alınan para icranın ertelenmesi için yatırılmış olan teminattan tahsil edilmiştir. Sonradan 12.9.1988 tarihinde açılan bu davada önceki dava sonuçlanmazdan önce Eyüp ve Songül'ün Muzaffer'in sigortacısı Güneş Sigorta Anonim Şirketi'ne başvurup oradan 2.2.1988 tarihinde 2.480.014 lira almış bulunduklarının sonradan öğrenildiği ve bu durumun önceki dava görülmekte iken açıklanmadığı ileri sürülerek fazla ödenenin faiziyle birlikte geri verilmesi istenilmektedir. Mahkemece, önceki davada verilen karar uyarınca tahsil olunan maddi tazminatın 1.381.085 lira olduğu ve sigortaca da 2.480.013 liranın ödenmiş bulunduğu konularında taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı ve davacı tarafın sigortaca davalılara ödenmiş olan miktarı değil kendisinin icrada ödemiş bulunduğu miktarı talep hakkına sahip bulunduğu açıklandıktan sonra bilirkişi raporuna dayanılarak önceki davada davalılar yararına hükmolunan maddi tazminat ile buna isabet eden faiz ve yargılama giderlerinin toplamı 2.025.600 liranın geri alınmasına hükmedilmiştir.
Oysa, bir alacağın dava edilip mahkeme önünde görüldükten ve yargılama sonunda verilen karar kesin hüküm durumuna girdikten sonra, o davanın tarafları orada yanlış sonuca varıldığını ancak Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununu 445 ve sonraki maddelerinde gösterilen koşullar varsa yargılamanın yeniden görülmesi yoluyla ileri sürebilirler. Bunun dışında İcra ve İflas Kanununun 72. maddesi hükmüne dayanarak kesin hüküm konusunun yanlış olduğu sonucunu doğuracak bir durumun tesbitini talep edemezler. İlama dayanan icra kovuşturmasına karşı geri alma davası, ancak karar verildikten sonra gerçekleşen olaylara dayanılarak istenebilir. Dairenin yerleşmiş uygulaması bu yoldadır (Bkz, Yargıtay Kararları Dergisi, Cilt: V, Sayı: 10, Ekim: 1979, Sahife: 1423 ve sonrası).
İnceleme konusu olan bu işte de sigortacı tarafından davalılara ödeme, tazminat davasında karar verilmezden önce yapılmıştır. Mahkemece hüküm altına alınan para ise kesinleşen ilam uyarınca tahsil edilendir. Taraflar temyiz ve buna cevap dilekçelerinde hükmolunan kararda belirtildiği gibi icrada ödenen olduğunda tasadduk halindedirler. Öte yandan sigortacı tarafından yapılan ödemenin daha önce olması nedeniyle borcu düşürenin bu ödeme olması karşısında onun sebepsiz iktisap kurallarınca geri verilmesi de istenemez. O halde bu davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönüne gidilmiş olması usule aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27.3.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.