 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1990/1878
K: 1991/712
T: 04.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 500.00 lira manevi tazminatın 17.11.1988 tarihinden itibaren % 30 yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Borçlar Kanununun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzur doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilşikin zararın karşılanmasını da amaç edinmemişti. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakimin bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olan işte davacının öldürmeye tam teşebbüs derecesine ulaşacak şekilde davalı tarafından yaralanmış olması, yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacının olyadaki ağır tahrikine rağmen hüküm altına alınan 500.000 lira manevi tazminat azdır. Daha uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 4.2.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.