 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1990/14346
K: 1991/171
T: 21.01.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : TEK. T... Elektrik Dağıtım Müessesesi adına Avukat Bekir ile Süleyman adına Avukat Halil aralarındaki dava hakkında, (Tufanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi)nden verilen 6.4.1989 gün ve 1988/126-1989/41 sayılı hükmün, Dairenin 26.3.1990 gün ve 1989/8017 - 1990/2616 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı Kurum avukatı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40., Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 18 ve Dairenin 10.1.1991 günlü ilke kararının 8. maddesi gereğince öncelikle yapılan inceleme sonunda dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : İtirazın iptali davası müddeabihi icra takibine konu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Çünkü, alacaklı takip konusu yaptığı (ve borçlunun itiraz ettiği) alacağı için bir tek dava açabilir ki, bu da (İİK.nun 67. maddesinin son fıkrasında sözü edilen) alacak (eda) davasıdır. Ancak, bu alacak (eda) davası İİK.nun 67/1. maddesinde öngörülen bir yıl içinde açılırsa "itirazın iptali davası" adını alır ve alacaklıya (eda davasının sağladığı imkanlardan başka) ilamsız icra takibine devam edilmesi ve icra inkar tazminatı haklarını sağlayabilir. İtirazın iptali davası sonucunda alacağın esası hakkında hüküm verildiğinden, mahkemenin itirazın iptali ve bu davanın reddi kararı, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder (HUMK. md. 237). Bu nedenle, itirazın iptali davası reddedilen alacaklı, aynı alacak için, aynı borçluya karşı yeni bir alacak davası açamaz. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Cilt: 1, sh: 288 vd. İst. 1988).
İnceleme konusu olayda, davacı, davalının maliki bulunduğu traktörün idarelerine ait trafoya çarparak hasarlanmasına neden olduğu iddiası ile, kendi yaptırdığı tesbit sonucu 2.004.850 lira tutan tazminat alacağı için davalı hakkında icra dairesine başvurarak genel haciz yoluyla icra takibi yapmış ve ancak davalının icra takibine itirazı üzerine de görevli mahkemede bu davayı açarak itirazın iptalini ve ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiş; mahkemece, ilamsız takibe konu edilen davacının belgelerinin İİK.nun 68. maddesinde gösterilen belgelerden olmadığı ve uyuşmazlık konusunun ilamsız takip edilemeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Oysa, İİK.nun 42. maddesi hükmüne göre, bir paranın ödenmesine veya bir teminatın verilmesi dair olan istekler icra yoluyla talebe konu olabilir. Tazminat alacakları da bir paranın ödenmesine ilişkin istem niteliğinde olduğundan ilamsız icra takibine tabii tutulabilir. İtiraz üzerine böyle bir takibin durması halinde ise aynı kanunun 67. maddesi uyarınca alacaklı, yasal süresi içinde genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat için itirazın iptalini dava edebilir (4. HD.nin 29.6.1976 gün ve 2723/6408 sayılı; 22.10.1987 gün ve 4919/7703 sayılı kararları).
Mahkemenin, yukarda açıklanan hukuki gözetmeksizin, yazılı olduğu şekilde davayı reddetmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Mahkemece yapılacak iş, eksik kalan deliller toplandıktan sonra sabit olacak tazminat miktarına ve buna bağlı istemler hakkında da hasıl olacak sonuç uyarınca karar vermekten ibarettir.
SONUÇ : Davacının karar düzeltme isteminin HUMK.nun 440/442. maddeleri uyarınca kabulüne ve Dairenin 26.3.1990 gün 8017/2616 sayılı onama kararının kaldırılmasına; mahkeme kararının yukarda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve önce alınan onama harcı ile peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 21.1.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.