 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1990/11210
K: 1991/10833
T: 16.12.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 5.000.000lira manevi tazminatın 11.9.1989 dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - (...)
2 - Şahsi menfaatleri ihlal eden kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazmiat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nispetle hüküm vereceği Medeni Kanunun 4. maddesinde buyrulmuştur. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Miktarın belirlenmesinde ise her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartlar bulunacağı kuşkusuzdur. O halde hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermeli; Borçlar Kanununun 49/2. maddesi uyarınca tarafların sıfat, işgal ettikleri makam ve diğer sosyal ve ekonomik durumların da dikkate alındığı belirginliğe kavuşturulmalıdır.
Davaya konu olan işte olayın gelişimine ve sarf edilen sözlerin niteliğine göre hükmolunan manevi tazminat miktarı fazla bulunmuştur. Bu nedenle karar daha uygun bir miktara hükmedilmek üzere bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda 2. bendde gösterilen nedenle BOZULMASINA, 16.12.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.