 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/9496
K: 1989/8480
T: 06.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğma tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı taraflar arasında tanzim olunan ibranamaye göre davacı parasını almış olduğunu beyan ettiğinden davanın reddine ilişkin hükmüne süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Dava trafik kazasından doğan tazminat isteğidir. Davacıya ait plakalı araca davalının işleteni bulunduğu plakalı araç 11.7.1989 tarihinde çarparak hasara uğratmıştır. Davacı bu davayı açmadan önce mahkemeye başvurarak zararını tesbit ettirmiştir. Delil tesbiti dosyasındaki 21.7.1988 günlü bilirkişi raporunda uğranılan zarar kalemleri belirtilmiş ve davacı da bu rapora dayanarak hasardan dolayı 984.000 liranın ödetilmesini talep etmiş, ayrıca değer düşüklüğü ile gelir yoksunluğu isteklerinde bulunmuştur. Bu arada (......) plakalı aracın mali mesuliyet sigortasını yapan sigorta şirketinden 225.000 lira alan davacı, bu şirkete vermiş buylunduğu ibraname başlıklı belge ile, gerek sigorta şirketinin, gerek poliçe sahibini ve sürücüsünün işbu hasardan doğma zimmetini ibra etmiştir. Mahkemece bu ibra karşısında davanın reddine karar verilmiştir.
Örneği dosyada bulunan 4.2.1988 günlü mali mesuliyet mecburi trafik sigorta poliçesi münderecatına göre davalıya ait (...) plakalı araç sigorta şirketine Trafik Kanununun düzenlemiş bulunduğu mali mesuliyet yönünden kaza başına 300.000 liraya kadar sigortalıdır. Ancak davaya konu olan olayda % 25 oranında müterafik kusur bulunduğundan bu miktardan 75.000 lira indirildikten sonra geri kalan 225.000 lira ödenmiştir. O halde davacının ibranamedeki irade açıklaması, hem sigortacı hem de tazminat borçlusu yönünden ancak sigorta kapsamı ile sınırlı olmak üzere sonuç doğurur. Sigorta haddini aşan tutar için ise herhangi hukuksal bir sonuç doğurması sözkonusu olamaz. Çünkü ibra iradesi yöneltilmiş olan sigorta şirketi, tazminat alacaklısı davacıya karşı poliçede yazılı miktardan daha fazla bir ödeme borcu altında esasen olmadığından fazlaya ilişkin ibra, gereksiz bir işlemdir. Asıl tazminat borçlusu sigorta haddini aşan tutar bakımından sigorta şirketi tarafından temsil dahi edilemez. Esasen davalı böyle bir temsil ilişkisinden de söz etmemiştir. Ayrıca sigorta şirketi, tazminat borçlusunun yokluğunda açıklanan iradenin davalı borçluya ulaştırılmasının aracısı da sayılamaz. Davacının gerçek amacı, sigorta şirketini ibra etmek olduğundan sigorta haddine kadar para alırken verdiği ibraname ile zararın geri kalan bölümünden vazgeçtiğini, kendisine hukuken muhatap olmayan sigorta şirketine karşı dermeyan etmesi düşünülemeyeceği gibi bu yolda iradesini izhar etmiş olacağı da benimsenemez. Bu nedenlerle davacı sigorta haddi dışında kalan zararlarını davalıdan istemekte haklıdır. Ayrıca sigortacı poliçede öngörülen sınırlar içinde sorumlu olduğundan sigorta eksperinin düzenlediği ekspertiz raporu, zararın kapsamı bakımından sonucu etkilemez. Zira sigortacı poliçede gösterilen hadden fazlası için sorumlu değildir.
O halde tarafların tüm delilleri toplandıktan ve gerekli soruşturma yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre sabit olacak tazminata hükmedilmesi gerekirken ibra belgesine dayanılmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş olması yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA, 6.11.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.