 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/9264
K: 1990/3861
T: 07.05.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 3.230.279 lira maddi tazminatın 16.7.1985 olay tarihinden, 1.000.000 lira manevi tazminatın da dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara payları oranında ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalı İçişleri Bakanlığı adına Hazine avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Dava tazminat isteği olup husumet İçişleri Bakanlığına yöneltilmiştir. Davacıların oğlu Hasan'ın olay günü çalışmakta olduğu kahvehaneye çay içmek için gelen jandarma inzibat eri İbrahim'in elinde bulundurduğu silahını tedbirsizlikle patlatması sonucu öldüğü ileri sürülmekte ve adı geçenin görevli bulunduğu bir sırada ve ancak görevi dışı bir eylem ölüme sebebiyet vermesi karşısında davanın istihdam eden sıfatıyla adli yargıda açıldığı ileri sürülmektedir. Davalı Bakanlıkca cevap dilekçesinde bu davanın idare mahkemesinde açılması gerektiği ileri sürülmüştür. Ancak Mahkemece görev itirazı üzerinde durulmamış, davalı idarenin olaya sebebiyet veren jandarma erini istihdan eden durumunda bulunması karşısında Borçlar Kanununun 55. maddesi hükmüne dayanılarak davanın kabulü yönüne gidilmiştir.
Oysa bakanlıkların diğer bir deyimle Devletin kamu yasaları uyarınca çalıştırdıkları kişilerin sebebiyet verdikleri zararlandırıcı işlem ve eylemlerinden ötürü Borçlar Kanununun 55. maddesi uyarınca adam çalıştıran sıfatıyla genel yargı önünde sorumlu tutulması olanağı yoktur. Davaya konu olan olayda zarara neden olan kişi, davalı idare tarafından özel hukuk hükümleri uyarınca çalıştırılan bir kimse değildir. O halde dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş olması bozmayı gerektirir.
2 - Genel bütçeye dahil idare olması nedeniyle 1.3.1982 de yürürlüğe giren 2588 sayılı Kanunun 3. maddesi ile Harçlar Kanununun 13. maddesine eklenen (j) bendi uyarınca işlemlerinden harçtan müstesna tutulmuş olan davalıya harç yükletilmiş olmasıda benimseme biçimi yönünden bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1 ve 2. bendlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki itirazların incelenmesine yer olmadığına 7.5.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.