 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/9206
K: 1990/4176
T: 15.05.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı sigorta şirketi hakkındaki davadan feragat edilmiş olduğundan, toplam 10.353.166 lira maddi, manevi ve cenaze giderinin davalı Mehmet K.'dan alınarak davacılara ödenmesine ve davanın devamı sırasında vefat eden Hatice Ö. ve Ahmet ö. için maddi ve manevi tazminata yer olmadığına ilişkin hükmün davacılar avukatı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : H.U.M.K.'nun 489. maddesi hükmü uyarınca evrak üzerinde hüküm verilmeyen hallerde, hakim iki tarafın iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın bittiğini bildirip kararını yazarak imza ve tefhim eder. Aslolan tutanağa yazılıp taraflara tefhim olunan karardır. Tefhimle birlikte davadan elini çekmiş olan hakim tefhim ettiği karara uygun olarak yazılmış olan gerekçeli kararı taraflara tebliğ ettirmek durumundadır. Aksinin kabulü ise Anayasa ile usul kanununun koyduğu aleniyet kuralını zedeler ki bu da mahkemelere olan güveni sarsar. Mahkemece tefhim edilen kısa kararla, taraflara tebliğ edilen gerekçeli karar arasında farklılık vardır. Şöyle ki: kısa kararda "baba Mehmet için - Ahmet olacak - 500.000.-er lira ... manevi tazminatın davalı Mehmet K.'dan alınarak davacılara verilmesine karar verildiği" halde gerekçeli kararda: "davanın devamı sırasında vefat ettiği anlaşılan Hatice Ö. ve Ahmet Ö. için maddi ve manevi tazminata yer olmadığına" karar verilerek farklılık yaratılmıştır. Mevcut farklılık kamu düzeni ile ilgili olan "tefhim edilen kısa karar ile tebliğ edilen gerekçeli kararın yekdiğerinin aynı olması kuralına aykırıdır.
Mahkemece yapılacak iş, tefhim olunan kısa kararın sonuçlarını ihtiva eden gerekçeli bir karar yazıp, taraflara tebliğ etmekten ve bu karara karşı kanuni süresi içinde kanun yoluna başvurulması halinde dosyanın Yargıtay'a gönderilmesini sağlamaktan ibarettir.
Açıklanan nedenlerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 15.5.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.