 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/8079
K: 1989/2735
T: 29.03.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki istihkak davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinde liste halinde verilen ziynet ve çeyiz eşyasının mevcutsa aynen, değilse dava tarihindeki bedelinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hüküm davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Dava istihkak isteğine ilişkin olup husumet üç kişiye yöneltilmiştir. Mahkemece özellikle kısa kararda davanın kabulüne denilmek suretiyle her üç davalının mahkumiyetine karar verilmiştir. Oysa toplanan delillere göre davacı H. nikahsız kocası davalı (S.), oğlu (M.C.) ve diğer davalılar birlikte otururlarken sonradan adları geçenler evlerinden ayrılıp ayrı bir yerde oturmuşlar ve oraya giderken eşyalarını yanlarında götürmüşlerdir. O halde davanın açıldığı günde davaya konu edilen eşyayı yerinde tutmayan davalılar (S.), oğlu (M.C.) ile onun karısı bulunan (M.) kızı (E.C.) hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
2 - Hemen bütün bilim adamlarının birleştiği ve Yargıtay uygulamasında da kararlılık ifade eden ölçüye göre isbat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer. Davaya konu olan olayda davacı, ziynet eşyasının nikahsız kocası davalı (Ş.) oğlu (M.C.)'de kaldığını ileri sürmüş, adı geçen ise bu eşyayı davacı müşterek evi terkederek yanında götürdüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olan, bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olmasıdır. Diğer taraftan bunlar rahatlıkla götürülebilen çeşitlerdendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının onları yanında götürmesi tabiidir. O halde kadının evi terk ederken ziynet eşyasının zorla alındığı veya götürmesine engel olunduğu gerçekleşmedikçe açıklanan nedenler karşısında onların evde kaldığının isbat yükü kadına düşer.
Davacı, dava dilekçesinde bu davaya konu ettiği ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu veya zorla elinden alındığını iddia etmemiştir. Bu yolda bir isbat da yoktur. Hal böyle olunca o eşyanın evde kaldığını düşünmek mantığa aykırı düşeceğinden ziynet niteliğinde olan eşya hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönüne gidilmiş olması usule aykırıdır.
3 - Dava dilekçesinde eşyanın aynen teslimine karar verilmesi ve bunun mümkün olmaması halinde bedeli olan 3.224.000 liranın ödetilmesi istenilmiştir. Mahkemece bilirkişiye başvurularak ziynet niteliğindeki eşyanın 1.334.000 TL.. ve diğerlerinin 1.237.000 TL. olduğu tesbit edilmiştir. Mahkemece, hüküm kurulurken aynen iade olmadığı takdirde dava tarihindeki bedelinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine denilmiş, ancak bu değerin ne olduğu belirtilmeyerek ilamın infazında güçlüğe sebebiyet verilmiş olması da usule aykırıdır.
4 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yukardaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1, 2 ve 3.bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, öteki itirazların (4) bentte gösterilen nedenle reddine(...) 29.3.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.