 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/6886
K: 1989/9986
T: 26.12.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı toplam 6.524.000 lira tazminatın dava tarafından itibaren % 30 faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazla isteğin reddine ilişkin hükmün davacı avukatı tarafından duruşmasız, davalılar avukatı tarafından da duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine gereği konuşuldu:
KARAR : Dava, trafik olayı nedeniyle uğranılan bedensel zararın tazminine ilişkindir. Olay 6.6.1978 tarihinde meydana gelmiş, davacı ilk ameliyatın 13.6.1978, ikinci ameliyatını ise 4.9.1979 tarihinde geçirmiştir. Borçlar Kanununun 60. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen ceza zamanaşımı süresi ise beş yıl olup ceza davası da 24.9.1979 tarihinde geçirmiştir. Borçlar Kanununun 60. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen ceza zamanaşımı süresi ise beş yıl olup ceza davası da 24.9.1979 tarihinde sonuçlanmıştır. Bu dava ise 3.8.1987 tarihinde açılmış bulunmaktadır. Dosyada mevcut 15.12.1979 tarihinde ameliyat edildiği "daha önce konan çivi ile tellerin büyük kısmının alındığı, ölü kemiklerin çıkarıldığı, kemik boşlukları küvete edilerek temizlendiği, hastanın 18.9.1979 tarihinde pansumanları ayakta devam edilmek suretiyle hastaneden çıkarıldığı, ayakta tedavisinin ocak 1980 tarihine kadar devam ettiği, halen kemik içinde kalmış olan telin bazen reaksiyon yapması sonucu ameliyat yarası üstünde küçük bir fistül ve akıntıya neden olmakta ve tıbbi tedavi uygulandığı anlaşılmaktadır. Bu raporda da açıkça belirtildiği gibi hastalığın kapsamı ocak 1980 tarihinde belirlenebilir hale gelmiştir. Raporun geç alınması, yara üstünde küçük bir fistül ve akıntının meydana gelmesi, zamanaşımının uzamasını gerektiren nedenlerden değildir. Diğer deyişle zarara ıttıla kesbedilmediği savunması kabul edilebilir nitelikte bulunmamıştır. Olayda dava açılış tarihine göre gerek Trafik Kanunu'nda öngörülen iki yıllık, gerek Borçlar Kanununun 60. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen uzamış "ceza" zamanaşımı fazlasıyla geçmiş bulunmaktadır. Ceza davasının bitmesi sebebiyle davacının o davaya katılmak şahsi hakkını talep etme olanağı da ortadan kalkmıştır.
Davalının davacıyı oyalayarak davacının süresinde dava açmasını önlediklerine dair dosyada bir kanıt da bulunmamaktadır.
Bütün bu yönler gözönünde tutulmaksızın süresinde usulüne uygun yapılmış zamanaşımını def'inin kabul edilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün gösterilen nedenle davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının öteki ve davacının tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalılar yaraına takdir edilen 100.000 lira duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 26.12.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.