 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/6846
K: 1990/1466
T: 19.02.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arısndaki haksız tahliyeden doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı şirket avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya icnelendi gereği konuşuldu:
KARAR : Dava haksız tahliyeden doğan ve 6570 sayılı Kanunun 15. maddesi hükmüne dayanan tazminat isteğidir. Davacı şirket bir taşınmazda kiracı iken davalı Ş.B.'nın işyeri ihtiyacı nedeniyle açmış bulunduğu dava sonunda kiralananın tahliyesine 19.8.1985 tarihinde karar verilmiş ve bu karar 12.12.1985'de Yargıtay'ca onanmakla kesinleşince 2.1.1986 tarihinde icraya başvurularak kiralananın boşaltılması istenilmiştir. İcra Müdürlüğünce alacaklının rızası ile 27.1.1986 gününe kadar borçluya tahliye için süre verilmiş ve bu süre içinde tahliye gerçekleşmiştir. Davacı tahliyeden sonra kiralananın ihtiyaçta kullanılmayıp başkasına kiraya verildiğini ileri sürüp tazminat istemektedir. Mahkemece 6570 sayılı Kanunu 15. maddesinde kiralayanın boşalttırdığı yeri 3 yıl müddetle başkasına kiraya veremiyeceği buyrulmakla beraber bu süreye uyulmamasının müeyyidesi olarak aynı Kanunun 16. maddesince hapis ve para cezası hükmedileceğinin kabul edilmesi, bunun dışında ayrıca tazminat isteneceği yolunda bir kayıt bulunmaması karşısında davalı Ş.B. yönünden dinlenme niteliği bulunmayan davanın bu nedenle ve diğer davalı M.B. hakındaki davanın tahliye davasında taraf bulunmamasından ötürü husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
1 - 6570 Sayılı Kanunun 15. maddesi hükmü, ihtiyaç nedeniyle kiracının çıkartılması halinde kiralananı tahliye amacı doğrultusunda kullanmayan kiralayana taşınmazı belli bir süre içinde başkasına kiraya vermeme veya tekrar eski kiracıya verme borcunu yüklemiştir. Bu hüküm kamu düzeni düşüncesi ile kabul edilmiştir. Kanun koyucu ortadan kalkan kira sözleşmesi sebebiyle eski kiralayana böyle bir borç yüklemekle kiracı çıkartma konusundaki kötüye kullanmaları önlemek ve böylece kiracıların yararlarını korumak amacını gütmüştür. Bir kimse kanun hükümlerini kendi isteğine alet ederek kanunun korumak istediği yararları baltalayamaz. Medeni Kanunun 2. maddesi hükmü özellikle bu gibi davranışları önlemek ve hukuki bakımdan sonuçsuz bırakmamak için kabul edilmiştir. Her ne kadar 6570 Sayılı Kanunun 15. maddesine aykırı davranış için kanunda bir cezai müeyyide ön görülmüş isede bu hal gerçeğe uygun olmayan iddialarla alınan ve ihtiyaç sebebine dayanan tahliye kararı üzerine taşınmazdan çıkan kiracının bu yüzden uğradığı zararlarını eski kiralayanından istenmesine engel teşkil etmez. Çünkü eski kiralayan ihtiyaç nedeniyle hükmen tahliye ettirdiği taşınmazı kanunun açık ve emredici hükmüne aykırı olarak eski kiracısına değil bir 3. kişiye mücbir sebep olmaksızın kiraya vermiş ise eski kiracısına karşı bir haksız eylem işlemiş olur ve onun bu yüzden uğradığı zararlarını ödeme durumuna düşer. Mahkemece bu ilkeler gözetilmeden tazminat davası açılmayacağının benimsenmesi yasaya aykırıdır. O halde iddia doğrultusunda işin esası incelenmek ve iki tarafın delilleri toplanıp varılacak sonuç doğurultusunda bir karar verilmek üzere temyiz olunan kararın davalı Ş.B.'ye ilişkin bölümü bu nedenle bozulmalıdır.
2 - Diğer davalı M.B. hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verildiği halde takdir olunan 286.080 lira vekalet ücretinin davacıdan alınarak diğer davalı ile birlikte adı geçen davalıyada verilmesine hükmedilmiş olması Avukatlık asgari ücret tarifesinin 8. maddesine aykırıdır.
3 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davalı M.B.'ye yöneltilmiş bulunan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1. ve 2. bendlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalı M.B.'ye yöneltilmiş bulunan öteki temyiz itirazlarının 3. bendde gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19.2.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.