 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/662
K: 1989/4892
T: 29.5.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
818/m.41
2004/m.78
Taraflar arasındaki haksız hacizden kaynaklanan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 453.390 lira tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu :
KARAR :
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Davacılar, haksız haciz nedeniyle çalıştıramadıkları kamyonun hacizle bağlı kaldığı süre içinde çalıştıramamadan doğan maddi zararlarının faiziyle birlikte tazminini istemişlerdir. Borçlar Kanunu`nun 41. maddesinde, zarardan söz edilmekle beraber, bu kavram tanımlanmış değildir. Ancak, İsviçre/Türk doktrini ve uygulamasına göre zarar, mal varlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile, bu olay meydana gelmese idi mevcut olacak durum arasındaki farkı ifade eder. Hukuk literatüründe "fark teorisi" adı verilen bu kuram gereğince zararın matematiksel olarak ele alınarak ve soyut biçimde tespit ve değerlendirilmesi gerekir.
Mahkemece, 26.1.1988 günlü, bilirkişi raporunda ( davacıların defter ve vergi beyannameleri incelenerek ve ticari defterine yansıtılan kazançlar esas alınarak ) 180 gün için tespit edilen 63.000 lira kazanç kaybı ile faizinin tahsiline ve fazla istemin reddine karar verilmiştir. Oysa, davaya konu kamyonla davacıların nakliye hizmetleri yaptıkları anlaşılmakta olup, VKazanç vergisine ilişkin bu belgeler vergi dairesine karşı hazırlanmış olup davamızda üçüncü kişi durumundadır. Hal böyle olunca, vergi mevzuatını ilgilendiren bu belgelerdeki açıklamalar, zarar hesabında gözetilebilecek delil olabilir ve ancak bağlayıcı nitelikte kabul edilemez.
Yargıtay`ın yerel mahkeme kararı doğrultusundaki eski ve ender bazı içtihadları kurulca gözönünde tutularak tekrar müzakere edilmiş, yukarıdaki gerekçeler karşısında eski ve ender bu uygulamanın devamında hukuki yarar görülmemiştir.
Açıklanan esaslar gözetilmeksizin yukarıda yazılı olduğu şekilde kazanç kaybının hesabına ilişkin bilirkişi raporuna göre kazanç kaybı hakkında hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir. Mahkemece yapılacak iş; davacıların gerçek kazanç kayıplarına ait delillerini toplayıp sonucuna göre bu kalem istemleri hakkında karar vermekten ibarettir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın ( 2 ) bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, öteki temyiz itirazlarının ( 1 ) bentteki nedenlerle REDDİNE,29.5.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.