 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/5678
K: 1989/9835
T: 21.12.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıda bulunulmaktan doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacı Azmi Ö. için 750.000 lira, davacı Sedat D. için 750.000 lira olmak üzere toplam 1.500.000 lira manevi tazminatın 15.11.1988 dava tarihinden itibaren % 30 yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, gereği konuşuldu:
KARAR : Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminata ilişkindir. Dosyadaki belge ve bilgilere göre davacılar doktordur. Kendileri acil servis nöbetçisiyken polis tarafından işkence uygulandığı izlenimi edinilen bir kişi hastaneye getirilmiştir. Davacılar, hastanın sallahla geri gönderileceği inancıyla bilgilerinin elverdiği ölçüde iyileştirme girişimlerini yapmışlar; polisle ters düşmemek için nöbetçi uzman defterine kayıt düşmemişler, adli geçici rapor düzenlememişler ve fakat görüşleri doğrultusunda tedavi zinciri içerisinde tetkikleri tamamen bitirerek dialize geçmeyi ihmal etmişlerdir. Daha sonra ölüm üzerine olay açığa çıkmış, davacılar deontoloji kurallarına aykırı davranışları nedeni ile cezalandırılmışlardır.
Davalı, yüksek kültür düzeyli gazetesi ile meslekdaşlarına hitap ettiği için davacıların meslek yaşantılarını kökten sarsacak nitelik taşıyacak tavırda, "Ankara Tabip Odası Bülteni" adlı mevkutesinde" İşkenceci Hekimler" başlığı altında bir yazı yayınlayarak "her iki hekim 1980 sonrası insan hakları ihlallerine adı karışan Dr.Güngör K.'tan sonraki hekimler oluyor" biçiminde yorum yapmıştır.
İşkence, bezdirici acılar çektirmektir. Polis tarafından uygulanan işkence, en hafifiyle suçun maddi delillerini ortaya çıkartabilmek bakımından sanıklarını itirafa, tanıkları ifadeye zorlamak için yapılır. Dahası, birikmiş faili meçhul olay dosyalarını elden çıkarmak, böylece görev yapmış görünmek için ikrar tutanaklarını imzalatmaya yönelik olarak uygulanır. Bunların da dışında, ya belirtilen amaçlara ulaşmak için yardımcı olarak ya da gaddarlık duygularını doyurmak bakımından kişilik bozuklukları nedeni ile ezaya başvurulur. Ne amaçla, ne için, hangi duyuların baskısıyla uygulanırsa uygulansın işkence, kınanacak olayların ilk sıralarında yer almaktan kurtulamaz. Davacı doktorlar için "İşkenceci Hekimler" başlığıyla bu deyim kullanılmış ve polisin yaptığı iddia edilen olaya ortakmış gibi gösterilmişlerdir.
Davacı doktorların davranışları da hoşgörüyle karşılanabilir. nitelik taşımaz. Ne var ki, üzücü tavırları, davanın tümden reddi yerine tazminat tayin ve takdirinde etken olabilir.
Yayınlanmasında kamu yararı bulunan güncel bir olay, biçim koşuluna uygun olarak verildiği takdirde hukuka aykırılık ortadan kalkar. Biçim koşulu, özle veriliş arasında denge kurulmasıdır: üslup incitici, özellikle aşağılayıcı olmamalıdır. Bu halde hukuka uygunluk söz konusu olamaz. Bir eylem yanlış diye basının, eylemi işleyenleri cezalandırır tarzda saldırıya geçmesini, eylemle ilgili olmayan küçük düşürcü sözleri kullanmasını hukuk düzeni korumaz. Böyle durumlarda basın, davanın reddiyle tazminatla sorumlu tutulmaktan kurtulamaz.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, özellikle yukarıda açıklananlara, olayın gelişim durumu karşısında takdir edilen tazminatın fazla olmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 21.12.1989 gününde oyçokluğuyla karar verildi.