 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/5039
K: 1989/8926
T: 20.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğma tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 664.000 lira tazminatın dava tarihinden itibaren % 30 yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalılardan Hazine avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Dava trafik kazasından doğan tazminat isteğidir. Davalı Bakanlığa ait olup diğer davalının kullandığı araç davacının aracına çarparak hasara uğramasına sebebiyet vermiştir. Düzenlenen trafik kazası tesbit tutanağında olayın gerçekleşme biçimi de gözetilerek davalı sürücü aslı kusurlu görülmüş, davacının sürücüsü ise ikinci derecede kusurlu gösterilmiştir. Mahkemece tanıklar dinlendikten sonra kusur ve zarar yönünden bilirkişiye başvurulmuştur. İstinabe olunan mahkemece seçilen bilirkişi Ferda G.'in 1.8.1988 günlü raporunda her iki sürücüye yarı yarıya kusur verilmiş ve bunun nedenleri de belirtilmiştir. Ancak anılan rapor iki tarafça itiraza uğramış ve yeniden bilirkişi incelemesi yapılması istenilmiştir. Mahkemece son oturumda bu raporun ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş bulunması karşısında itirazların reddine karar verilmiş olmakla beraber HUMK.nun 286. maddesi uyarınca bilirkişi raporu hakimi bağlamayacağından söz edilip kusur nisbetinin re'sen değerlendirilerek davalı sürücünün tam kusurlu olduğu benimsenmek suretiyle zararın tamamının ödettirilmesine karar verilmiştir.
Her ne kadar mahkemece açıklandığı gibi bilirkişinin oy ve düşüncesi hakimi bağlamaz ise de, bundan özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde hakimin bilirkişiden oy ve görüş almadan hüküm vereceği sonucu çıkarılamaz. Bu gibi durumlarda yeniden seçilecek bilirkişi eliyle inceleme yaptırılması gerekir. Nitekim taraflar da bu yolda istekte bulunmuşlardır. O halde öncelikle bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazların son oturumda reddine karar verilmişken nihai kararda hükme dayanak tutulamaması, sonra yeniden seçilecek bilirkişiden oy ve düşünce alınmadan özel teknik bir bilgiyi gerektiren konuda kendi bilgisine dayanmak suretiyle ve önceki bilirkişi raporuyla çelişkiye düşecek biçimde kusur değerlendirilip ödetme kararı verilmiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA, 20.11.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.