 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/4722
K: 1989/7863
T: 17.10.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki kişilik değerlerine saldırıda bulunulmaktan doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 750.000 lira manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin hükmün davacı avukatı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine (...) dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR: Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nısfetle hüküm vereceği Medeni Kanununun 4. maddesinde buyrulmuştur. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ıstırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Miktarın belirlenmesinde ise her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartlar bulunacağı kuşkusuzdur. O halde hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayın niteliği ve ölünün şahsına yapılan saldırının ağırlığı göz önünde tutulduğunda hükmedilen manevi tazminat azdır. Daha uygun bir miktara hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün gösterilen nedenle BOZULMASINA, (...) 17.10.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.