 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/4480
K: 1989/8477
T: 06.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden doğma tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı toplam 350.000 lira manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Dava haksız eylemden doğan tazminat isteğidir. Davalı A. O.K davacı koca M.S'nin evde bulunmadığını bildiği halde oraya gelip karısı olan diğer davacı A.S.'ye sarkıntılıkta bulunmuştur. Hakkında açılan kamu davası sonunda davalı, konut dokunulmazlığını bozma ve sarkıntılık suçlarından ötürü cezalandırılmıştır. Mahkemece karı yararına 250.000 lira ve koca yararına 100.000 lira manevi tazminat takdir edilmiştir.
Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun'un 4. maddesinde buyrulmuştur. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Miktarın belirlenmesinde ise her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartlar bulunacağı kuşkusuzdur. O halde hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olan olayın gerek yukarıda belirtilen gerekse diğer özel hal ve şartlar göz önünde tutulduğunda hüküm altına alınan miktarlar adalete uygun düşmemiştir. O halde manevi tazminatın daha fazla ve hakkaniyete uygun miktarlar üzerinde takdir edilmek üzere karar bozulmalıdır.
2 - İstenildiği halde hükmedilen tazminatlara faiz yürütülmemiş olması da yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1 ve 2. bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, ve peşin alınan harcın istek halinde verilmesine 6.11.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.