 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/4440
K: 1989/5633
T: 20.06.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğma tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı toplam 13.547.750 lira maddi ve manevi tazminatın dava tarihi olan 3.11.1986 tarihinden itibaren % 30 yasal faiziyle birlikte davalılardan (E) Uluslararası Nakliyat Şirketinden alınarak davacılara ödenmesine, fazla isteğin reddine ve diğer davalı Zülker A. hakkındaki davanın taraflardan birince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına ilişkin hükmün davalılardan (E) Uluslararası Nakliyat Ticaret ve San. A.Ş. avukatı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği konuşuldu:
KARAR : Ceza mahkemesince kusuru sabit görülen davalı Zülker A'nın
hükümlülüğüne kadar verilmiş ve karar kesinleşmiş olduğuna göre, bu davada
çözümlenmesi gereken tek sorun, kusurun davalı ile müteveffa sürücü
arasındaki dağılım oranına ilişkin bulunmaktadır.
Gerek ceza davası sırasında ve gerek bu davada toplanan ve bilirkişi raporlarına dayanak yapılan verilere göre; desteğin kullanmakta olduğu süratle seyretmektedir. Davalı Zülker'in kullandığı TIR'ın seyir istikameti de aynı olup sol şeritte ve skodanın sol arka tarafından bulunmaktadır. Müteveffanın bilinmeyen bir sebeple ani sert biçimde fren tedbirine başvurması sonucu, -havanın yağışlı ve zeminin kaygan olması nedeniyle- skoda marka araç olduğu yerde ve ekseni etrafında dönerek sola doğru savrulmuş ve solunda ilerlemekte olan TIR'ın yan tarafına önce kasasıyla ve sonra da ön kısmıyla çarpmıştır. Bir başka anlatımla kaza, TIR'ın öndeki skoda marka aracı emniyet mesafesi bırakmadan takip etmesi ve arkasından çarpması suretiyle değil, müteveffaya ait aracın ani sert fren ve yağış nedeniyle sol şeride savrulup yanından geçmekte olan TIR'a vurması şeklinde gerçekleşmiştir. Ağır vasıtaların sağ şeridi takip etmeleri kuralı, trafik akışını hızlandırma amacına yönelik bulunduğuna ve ağır bir aracın ani olarak durması ya da sol tarafa doğru kaçması -özellikle yol ve hava koşulları
itibariyle- daha kötü sonuçlar doğurabileceğine göre, davalı sürücünün tek kusuru kısmen sağ şeridi takip etmesi ve sağındaki araçla kendisi arasında yeterli mesafe bırakmamasıdır. Müteveffanın kusuru ise, havanın yağışlı ve yerlerin kaygan olmasına rağmen süratle seyretmesi, bu olumsuz koşulları dikkate almadan ani ve sert fren yaparak direksiyon hakimiyetini kaybetmesidir. Hal böyle iken, olayda davalı Zülker'i birinci derecede kusurlu görden bilirkişi raporlarının makine mühendisi, şoför, trafik palisi ve karayolları muayene istasyon şefi olan bilirkişilerin uzmanlıkları da olur ve gelişimi karmaşık bir görünüm arzeden olayı aydınlatmaya ve kusur sorunun çözmeye yeterli düzeyde bulunmamaktadır.
O halde mahkemece yapılacak iş, bir ihtisas kurumundan yeni bir görüş
almak ve sonucuna göre karar vermekten ibaret olmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,20.6.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.