 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/1960
K: 1989/5000
T: 01.06.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden kaynaklanan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 1.000.000 lira tazminatın 14.10.1986 tarihinden itibaren yüzde 30 yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, gereği konuşuldu:
KARAR : Borçlar Kanununun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ıstırabın dindirilmesi amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktarı mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davacının cismani zarara uğraması olayının gerçekleşme biçimi, ceza dosyası içeriği ve yukardaki ilkeler gözetildiğinde hüküm altına alınan 1.000.000 lira manevi tazminatın fazla olduğu gerçeği ortadadır. O halde daha ılımlı bir miktarda tazminata hükmetmek üzere karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda gösterilen nedenle BOZULMASINA 1.6.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.