 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/1308
K: 1989/4696
T: 23.05.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğma tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı manevi tazminat ve cenaze gideri olmak üzere toplam 3.639.781 liranın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, davacı Hürü K.'ın destekten yoksun kalma tazminatı istemi ile davacıların fazlaya dair manevi tazminat istemlerinin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalılar avukat ile davacı Hürü K. avukatı taraflarından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - (...)
2 - Dava, trafik kazasından doğan tazminat isteğidir. Davalı Mustafa A.'a ait olup diğer davalının kullandığı araç davacı Hürü K.'ın kocası Ali K.'a çarparak ölümüne sebebiyet vermiştir. Adı geçen davacı destekten yoksun kalma tazminatı istemektedir. Ölü Ali K. Sosyal Sigortalar Kurumundan emekli aylığı almaktayken 28.12.1987 tarihinde trafik kazası gerçekleşmiş ve 15.1.1988 tarihinden itibaren hak sahibi eşine aylık bağlanmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenmiş bulunan 14.10.1988 günlü raporda sağ eşin hak kazandığı peşin sermaye değerinin 2.858.864 lira olmasına karşılık Sosyal Sigortalar Kurumunca bağlanan aylığın peşin sermaye değerinin 19.201.105 lira bulunması nedeniyle ortada destekten yoksunluk söz konusu olmayacağı belirtilmiş ve mahkemece de bu görüş aynen kabul edilerek maddi tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir.
Gerek bilimsel görüşlerde, gerek uygulamada oybirliğiyle kabul edilen fikre göre zarar gören, zarar veren olayın sağladığı çıkarları, tazminini istediği zarardan indirmek zorundadır. Zira tazminatın amacı, mal varlığının zarar verici olay meydana gelmeseydi içinde bulunacağı durumun mümkün olacak ölçüde iade edilmesi, yani mal varlığındaki eksilmenin giderilmesidir; yoksa mağdurun zenginleşmesini sağlamak değildir. Ancak hemen belirtmek gerekir ki yararların indirilmesi için elde edilen yararlarla zarar verici olay arasında bir uygun illiyet bağı bulunmalı; özellikle tarafların iradesi ve işin niteliği yararların mahsubuna engel olmamalıdır. Her hangi bir sosyal sigorta kurumunca zarar görene ödeme yapılmasında kural şudur: Eğer ödemede bulunan kurum zarar görenin, zarar verene karşı olan haklarına yaptığı ödemeler ölçüsünde yasa hükmü gereğince halef olmaktaysa, zarar görene çift ödeme yapılması ve dolayısıyla zarar görenin çift ödemede bulunmaması için kurumun yaptığı ödemeler, zarar verenin zarar görene borçlu olduğu tazminattan indirilecektir.
Davaya konu olan olayda davacı Hürü K.'a ödemede bulunan kurum, Sosyal Sigortalar Kurumudur. Ölen Ali K. anılan kurumdan emekli iken gerçekleşen trafik kazasında ölmüştür ve ölenin eşine ölüm sigortası kolundan aylık bağlanmıştır. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda ölen sigortası kolundan yapılan yardımlardan dolayı kuruma rücu hakkı tanıyan bir hükme yer verilmemiştir. Gerçekten bu daldan sigortalının haksahibine aylık bağlamış, sigortalının ölümüne neden olan eylemin uygun ve normal bir sonucu değildir. Böyle bir aylığın bağlanmasının nedeni sigortalının sağlığında belli bir süre prim ödemiş olmasıdır. Bu nedenle bu sigorta dalından sigortalının hak sahiplerine bağlanan yardımlar destekten yoksun kalanların hak kazandıkları tazminattan düşülemez. O halde mahkemece sigortaca bağlanan aylığın davacı Hürü K.'ın hak kazanmış olduğu destekten yoksun kalma tazminatından indirilmiş olması yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın ikinci bentte gösterilen nedenle davacı Hürü K. yararına BOZULMASINA 23.5.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.