 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/11472
K: 1990/305
T: 25.01.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki birleştirilen, istifanamelerin iptali davaları üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacıların üst kurul delegeliğinden istifaları ile ilgili istifanamelerin hükümsüzlüğüne ve iptallerine ilişkin hükmün süresi içinde davalı H. tarafından temyiz edilmesi üzerine, tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR : Birleştirilerek görülen davalar bir işçi sendikasının İstanbul ve havalisi şubesinin 12.11.1983 tarihinde yapılan olağan kongeresinde üç yıl için üst kurul delegeliğine seçilmiş bulunan davacıların vermiş bulundukları noterden tasdikli istifanemelerin iptaline karar verilmesi istediğidir. İddiaya göre, başkaları davacılar yerine notere götürülmek suretiyle 9.9.1985 tarihinde bu istifanameler düzenlenmiştir. Mahkemece deliller toplandıktan sonra davanın kabulü yönüne gidilmiştir. 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 63. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre bu kanunun uygulanmasından doğan bütün uyuşmazlıklar iş davalarına bakmakla görevli mahkemelerde çözümlenir. O halde öncelikle üzerinde durulacak yön davaya konu olan uyuşmazlığın Sendikalar Kanunu'nun uygulanmasından doğup doğmadığıdır.
Olay gününde yürürlükte bulunan Sendikalar Kanunu'nun 25. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre, her üye önceden bildirimde bulunmak suretiyle üyelikten çekilebilir.
Çekilme bildirimi noter huzurunda münferiden kimliğin tesbiti ve istifa edecek kişinin imzasının tasdiki ile olur. Çekilme bildiriminin birer örneği noterlikçe engeç üç işgünü içinde ilgili işverene, sendikaya, işyerinin bağlı bulunduğu Bölge Çalışma Müdürlüğü'ne ve Çalışma Bakanlığı'na gönderilir. Sonradan 2.6.1988 tarihinde yürürlüğe giren 3449 sayılı Kanun'nun 7. maddesi ile sözü edilen fıkra hükmü değiştirilmiş, ancak anılan hükümlerde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Her ne kadar davalara konu edilen istifanameler sendika üyeliğinden değil, kurul delegeliğinden çekilmeye ilişkinse de, kurul delegelerinin nasıl seçilecekleri aynı Kanun'nun 9. ve sonraki maddelerinde düzenlenmiştir. Bunların çekilmeleri 25. maddesinde gösterilen biçimde gerçekleşmiştir. O halde uyuşmazlığın Sendikalar Kanunu'nun uygulanmasından doğduğunun kabulü gerektiğinden davaya bakma görevi iş mahkemesine aittir. Husumetin notere yönetilmiş olması sonuca etkili değildirler.
Her ne kadar yargılama sırasında bu konuda bir itiraz ileri sürülmemişsede Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 7. maddesi hükmüne göre, diğer bir mahkemenin görevine gören bir dava kendisine arzolunan mahkeme davanın her safhasında kendiliğinden görevli olmadığına karar vermekle yükümlüdür. Bu nedenle dava dilekçelerinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş bulunması anılan yasa hükmüne aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 25.1.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.