 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1989/11193
K: 1989/3579
T: 17.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden doğma rücuan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 1.765.000 liranın 16.4.1984 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı Milli Savunma Bakanlığı adına temsilcisi ile davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine gereği konuşuldu:
KARAR : Dava haksız eylemden kaynaklanan rücuan tazminat isteğidir. Davalı askerlik yükümlülüğünü yaparken yönetimine verilen motorlu aracı devirmesi sonucu başka bir erin yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Yaralı tarafından davacı Bakanlık aleyhine Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan önceki davada sürücünün tam kusurlu olduğu benimsenerek hak kazanılan tazminatın tahsiline karar verilmiştir. Davacı Bakanlık kesinleşen bu hüküm uyarınca hak sahibine ödemiş bulunduğu tazminatın tamamının faizi ve yargılama giderleri ile birlikte davalıdan rücuan alınmasını istemiş ve mahkemece asıl tazminatın tamamının tahsiline ve faiz ile yargılama giderleri isteminin reddine karar verilmiştir.
1 - Boçlar Kanununun 43. maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre hakim tazminatın suretini ve derecesini tayin eylemekle görevli olup bunu yaparken hal ve mevkiin icabını gözönünde tutması gerekmektedir. Bundaki amaç olayın özelliklerine göre hakkaniyete uygun bir sonuca ulaşmaktadır. Davaya konu olan işte zarara sebebiyet veren davalı köyde doğup büyümüş bir kişidir. Askerlik yükümlülüğünü yaparken bir askeri araçla şoför olarak görevlendirilmiş ve araç onun tarafından kullanılırken trafik kazası gerçekleşmiştir. O halde rücuan ödettirilecek tazminatın kapsamı belirlenirken davalının içinde bulunduğu bu durumun gözönünde tutulması gerekir. Her ne kadar askerlik yükümlülüğü karşılıksız bir borç ise de bu görevin ifası sırasında her hangi bir kasde dayanmaksızın sadece tedbirsizlik sonucunda bir zarar oluşmuştur. Davalı er olduğundan diğer kamu görevlileri gibi yaptığı hizmetin karşılığında asgari tutar da olsa bir ücret almamaktadır. O halde rücuan ödettirilecek tazminatın kapsamı belirlenirken hakkaniyet gereği olayın belirtilen hal ve mevkii gözetilip onun gereği olarak istenilen miktardan bir indirim yapılmalıdır. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin üçüncü kişiye ödenmiş olan tazminatın tamamının davalıdan tahsiline karar verilmiş olması yasaya uygun düşmemekle bozmayı gerektirir.
2 - Davacı Bakanlık Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla üçüncü kişiye ödediği paranın haleflik esasınca rücuan tahsilini istediğine göre iadenin kapsamı davacının hüküm giyip ödediği para ile davanın sonunda verilen hükümden sonra makul süre içerisinde tazminatın ödenebileceği tarihe kadar işleyecek faiz ve o davada hükmedilen avukatlık ücreti ile bu aşamaya kadar katlanılmış yasal giderlerden ibarettir. O halde bu yön gözetilmeksizin faiz ve giderlere ait isteğin tamamının reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1. bentte gösterilen nedenle davalı, ikinci bentte gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA (...) 17.4.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.