Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1988/9130
K: 1989/3869
T: 24.04.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğma birleştirilen tazminat davaları üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 985/514 esas sayılı dava yönünden toplam 4.166.774 lira maddi tazminatın davacı Hüseyin'e toplam 3.000.000 lira manevi tazminatın davacılara 24.9.1985 olay tarihinden itibaren % 30 yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ödenmesine, Ayla yönünden istenen tazminatın ve davacı Arslan'ın maddi tazminat isteğinin reddine, birleştirilen 1988/90 esas sayılı dava yönünden 3.682.492.70 lira maddi tazminatın 24.9.1985 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine fazla istemin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalı Osman avukatı ve Cemalettin tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi; gereği konuşuldu:
 
KARAR : Davacılar, 24.9.1985 günlü ölümle sonuçlanan trafik kazasında doğan zararlarını destek tazminatı 6.4.1988 günü açtıklarrı davayla motorlu aracın işleteni maliki ve sürücüsünden talep etmişlerdir. Motorlu araç işleteni olan davalı Osman Karayolları Trafik Kanununda belirlenen iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Mahkeme, davacıların şahsi haklarını saklı tutarak ceza davasına müddahale ettikleri ve zararı rapor tarihinde öğrendikleri gerekçesiyle davalının bu savunmasını reddetmiştir.
Zamanaşımını kesen sebepler, Borçlar Kanununun 133. maddesinde açıklanmıştır. Bunlar arasında ceza davasına şahsi hak saklı tutularak müdahale edilmesi sayılmamıştır; ceza davasına müdahale edilmesi sırasında şahsi hak talep edilmişse ancak o istekle sınırlı olmak üzere zamanaşımı kesilir. Diğer taraftan ölümle sonuçlanan olaylarda zarar tamamen gerçekleşmiş ve bilinebilir niteliktedir; bu nedenle mahkemenin zararın kapsamının rapor tarihinde öğrenildiği yolunda gerekçesi de hatalıdır.
Ölümle sonuçlanan trafik olayı aynı zamanda Türk Ceza Kanununun 455. maddesine göre suç sayılan bir eylemdir. 6085 sayılı Karayolları Trafik Kanununun yürürlükte bulunduğu dönemde bu yasada açık hüküm bulunmadığından Borçlar Kanununun 60/2. maddesinde açıklanan ceza uzamış zamanaşımının uygulanması gerektiği kabul edilmekteydi. Ancak uzamış zamanaşımı kural olarak suç sayılan fail hakkında yani motorlu araç sürücüsü hakkında ygulanırken sürücü olmayan ve yasa gereği sorumlu olan işleten hakkında uygulanmıyordu (Y.4.HD, 10.11.1987 gün, 4885/8163). Ne var ki olay tarihinde, 6085 sayılı Karayolları Trafik Kanunu değil, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu yürürlüktedir. Yeni kanunda motorlu araçların işletenlerinin sorumlulukları değişik durumlara göre yeniden kapsamlı biçimde düzenlenirken zamanaşımıyla ilgili hükümleri de 6085 sayılı Kanuna göre daha değişik biçimde ele alınmıştır. Bu nedenle ceza zamanaşımının işletenler hakkında uygulanıp uygulanmayacağı yeni kanuna göre yeniden gözden geçirilmesi gerekir.
2918 sayılı KTK.nun 109. maddesinin birinci fıkrasında, sürücü veya işleten arasında bir ayırım yapmaksızın iki yıllık olağan zamanaşımı süresi kabul edilmiştir. Onu takiben ikinci fıkrasında ise: Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir hükmü kabul edilmiştir. Maddenin iki fıkrası arasındaki bağlantı gözetildiğinde ceza uzamış zamanaşımı süresinin işletenler hakkında da uygulanacağı kabul edilmelidir. Çünkü birinci fıkrada işleten ve sürücü hakkında bir ayırım yapılmaksızın maddi tazminat talepleri için iki yıllık zamanaşımı süresi kabul edilirken ikinci fıkrada dava ve maddi tazminat talepleri de sözcükleriyle birinci fıkradaki sistem aynen benimsenmiştir.
İşleten hakkında da eski uygulamanın aksine ceza zamanaşımının uygulanmasında geniş yorumla sonuca varılması eleştirilebilir. Ne var ki, 2918 sayılı KTK.nun 85/1. maddesinde kabul edilen ağırlaştırılmış objektif tehlike sorumluluğunun amacı gözetildiğinde; böyle bir yorumla zarar görenlerin ekonomik gücü zayıf olan sürücülerle karşıkarşıya kalmalarının önlendiği gözardı edilmemelidir. Yasanın genel amacı; zarar görenleri motorlu araçların yarattığı nitellik ve nicelikçe ağır tehlikelerden korumaktır. Motorlu araç sürücüsü olmayan işleten hakkında ceza zamanaşımının uygulanmaması hakkaniyete uygun sonuçlar vermeyebilir. Bu nedenle işleten hakkında da ceza zamanaşımının uygulanması 2918 sayılı Kanunun genel amacı ve düzenlemesine uygun düşer.
Diğer taraftan KTK.nun 85/son fıkrasında işletenin aracının sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan eylemi şeklinde anlaşılmalıdır kendi kusuru gibi sorumlu olacağı kabul edilmiştir. Bu maddenin amacı, işletenin bu kişilerin kusuruna dayanarak sorumluluktan kurtulmasını önlemektir. İşletenin sorumluluğu genel olarak sebep sorumluluğu ve özel olarak tehlike sorumluluğunun niteliğinden ileri gelmektedir (m.85/1). Asıl amacı açıklanan 85. maddenin son fıkrasından yararlanarak ceza zamanaşımıyla ilgili yukarıda açıklanan yorumu güçlendirme olanağı da vardır (Y.3.HD, 13.6.1988-1277/6292; YKD., 1979, sayı: 9, S. 1214).
O halde mahkemenin davalı işletenin zamanaşımı savunmasını kabul etmemesi açıklanan gerekçelerle ve olay tarihiyle dava tarihi arasında beş yıllık ceza zamanaşımı süresinin (TCK. m. 102/4) geçmemiş olması bakımından doğrudur.
Davalı, destek tazminatının hesabına ilişkin incelenebilir nitelikte itirazlar ileri sürmediğine ve manevi tazminat takdirinde açık bir değerlendirme hatası da bulunmamasına göre davalının diğer temyiz itirazları da yerinde değildir.
 
SONUÇ : Davalının, temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz olunan kararın gösterilen gerekçelerle ONANMASINA, ve onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 24.4.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini