 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1988/88
K: 1988/715
T: 25.01.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki haksız iktisaptan alacak davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden doyalı 722.720 liranını satış tarihi olan 21.1.1985 tarihinden itibaren % 30 faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu :
KARAR : 1 - Dava taraflar arasında yarı yarıya ortak olan taşınmaz mal üzerinde davacı paydaşın bina yapmak sureti ile katlandığı giderlerden davalı paydaşın payına düşenen ödetilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece binanın kaim değerinin tamamına hükmedilmiştir. Oysa katlanılan giderler ufak tefek giderlerden bulunmadığına göre davalının mal varlığında gerçekleşen artışa ilişkin uyuşmazlığın Borçlar K.'nun 61 ve sonraki maddeleri uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir. Haksız iktisap hükümlerince davalının mal varlığındaki artış ise ancak paylılığın giderilmesi yoluyla yapılan satış sonunda elde edilen gerçek değerden davalının payına düşen ile uyuşmazlık konusu giderlere katlanılmamış olması durumunda paylılığın diğerilmesi yoluyla yapılan satış sonunda elde edilen gerçek değerden davalının payına düşen ile uyuşmazlık konusu giderlere katlanılmasında elde edilecek değer olarak bilirkişinin bulacağı değerden davalının payına düşen arasındaki fark ile giderlere katlanıldığı gündeki sürüm değerine göre ödenen tutarından hangisi az ise ondan ibarettir.
Ancak davaya konu olan işte başlangıçta davalı tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılmış ise de sonradan taşınmazdaki payını üçüncü kişi (Ş.T.)'a 7.000.000 liraya satmış ve davacının adı geçen aleyhine açmış bulunduğu şuf'a davası sonunda satılan payın davacı adına tesciline karar verilmiştir. Bu durum karşısında üçüncü kişiye yapılan satış sonunda elde edilen bedelin iki katının taşınmazın tamamının gerçek bedeli olarak kabulü gerekir. O halde açıklanan esaslara gözönünde tutulmadan ödetmede binanın kaim değerinin esas alınmış olması bozmayı gerektirir.
2 - Ortaklığın giderilmesine dair dava dosyasında bulunan tapu kayıt örneğine göre davalı kendisine ait 2/4 hissenin yarısını kadastro tesbiti uyarınca 5.9.1965 de ikitisap etmiş ve diğer yarısını ise 14.5.1984 de başkasından satın almıştır. Mahkemece, belirtilen satımın kim tarafından davacıya yapılmış bulunduğu üzerinde durulmuş değildir. Belirli bu tarihten önce binanın yapılmış olması halinde davalının iktisabı bina ile birlikte olacağına göre kendisinin bu pay üzerinden davacıya karşı haksız hüküm kurulması yanlış olduğu gibi davacının da binalı taşınmaza 2/4 oranında paydaş bulunduğu gözetilmeyerek bina değerinin tamamının tahsiline karar verilmiş olması da benimseme biçimi yönünden bozmayı gerektirir.
3 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre öteki itirazların reddi gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1 ve 2 nci bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 25.1.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.