 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1988/8761
K: 1988/11141
T: 27.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan doğma tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün davacı avukatı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu :
KARAR : Dava basın yoluyla kişilik haklarının zedelenmesi nedenine dayanan manevi tazminata ilişkindir.
Davaya konu olan yazının başlığı (V.Ö.E.K) biçimindedir. Yazının içeriğinde "(V.) avukatlık kadrosuyla görev yapan (...)'un Edirne de bir vakıf davasının görülmesi sırasında davaya aynı zamanda davalının da avukatı olarak girmesi Ayrıca bu olaydan sonra istifa eden (...)'un daha sonra (V). istanbul Bölge Müdürlüğüne genel müdürlük onayı olmadan başmüdür yardımcısı olarak getirilmesi " biçimindeki sözcük dizilerine yer verilmiştir. Burada adı geçen (...) davacıdır.
Yayınlanmasında kamu yararı bulunan gerçek ve güncel haberin ya da eleştirinin özle biçim arasında denge kurularak verilmesi durumunda hukuka aykırılık ortadan kalkmış olur. Olayda, davacının bir vakıf davasında aynı zamanda karşı tarafın da vekili olarak duruşmaya girdiği vurgulanmıştır. Yazının başlığı tamamen gerçekten uzak olduğu gibi, haberin bu bölümünün de gerçeği uygunluğu ispatlanmış değildir. Bir avukatın böylesine bir ithamla karşı karşıya, kalması, onun meslek yaşamında sürekli zihinlerde küçük düşürülmesine yol açar. Haber gerçek olmadığına ve böylece hukuka aykırılık ile borçlar kanunun 49. maddesinde belirtilen öteki koşullar gerçekleştiğine göre istek doğrultusunda takdir edilecek uygun tazminatla davalı sorumlu tutulmalıdır.
Yerel mahkemece ceza mahkemesince olayda kasıt unsuru bulunmaması nedeniyle davalı gazete görevlilerinin beraat etmiş olmalarına dayanılarak dava reddedilmiştir. Oysa ceza mahkemesinin kararı özellikle kast unsuru üzerine kurulmuştur. Hukuki sorumlulukta kasta varmayan ve o düzeye ulaşmayan kusur sorumluluk için yeterlidir.
O nedenle yerel mahkeme kararı borçlar kanunun 49. maddesine uygun değildir. Belirtilen yanılgı nedeni ile karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine,27.12.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.