 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1988/10511
K: 1989/2441
T: 16.03.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı toplam 3.200.000 lira maddi ve manevi tazminatın 29.1.1985 tarihinden itibaren % 30 yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair manevi tazminat isteminin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalı işletme avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - (...)
2 - İddiaya göre davacı, 29.1.1985 günlü Hipodrum tren istasyonunda banliyö trenine binerken marşpiyenin çok karlı ve buzlu oluşu nedeniyle ayağı kaymış ve trenin tekerlekleri altında doğru düşmüş ve sağ ayağı ray ve tekerlek arasında kalıp kesilmiştir. Davacı, davalının trene tehlikesiz binilebilmesi için marşpiyeyi kar ve buzdan temizlememek suretiyle kusurlu hareket ettiğini bildirmiş ve tarafların karşılıklı kusurları da gözetilerek ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak maddi ve manevi tazminat davalıya ödetilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ise, olay tarihinde banliyö trenlerindeki dizilerin otomatik kapılı olup inmek için basamağını olmadığını ve kapıların hareket etmeden önce kapandığını ve bu durumda davacının kapıları kapalı, hareket halindeki diziye binmek istediğini ve tam kusurlu olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, davalı % 55 kusurlu görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı, olay günü (Esmek) istikametine hareket eden banliyö trenlerinin otomatik kapılı olduğunu ve basamakları olmadığını ve trenin hareketi halinde vagon kapılarının kapandığını ve davacının hareket halindeki trene bindiği ve davacı tanığın olay yerinde olmadığını, çelişkili ifade verdiğini ileri sürdüğü halde, vagon kapılarının otomatik kapanıp kapanmadığı ve basamağının bulunup bulunmadığı yönünde araştırma kapmamış ve tanık Adem Dinç'in ifadesinin alınması için yazılan talimat sonucu beklenmemiş ve davaca tedavi için Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. M. Ülker Acil Yardım ve Trafik Hastanesine yatırıldığı halde tanık Eyüp Kart'ın yaralıyı Devlet Demir Yolları Hastanesine götürdüklerine ilişkin beyanı ile doğan çelişki giderilmemiştir. Bu yönlerin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan kusur oranının belirlenmesine ilişkin olarak Orta Doğu Teknik Üniversitesi Ulaştırma Ana Bilim dalı ile İnşaat Mühendisliği bölümünden bilirkişi seçilmiştir. Anılan bilirkişilerin, demiryolları üzerinde uzman sayılamayacağından İstanbul Teknik Üniversitesi Demiryolları kürsüsünden seçilecek bilirkişi kurulunca; davacının karakolda verdiği 29.1.1985 ve 30.1.1985 günlü ifadeleri, iddia ve savunmada ileri sürelen teknik hususlar ve olay günü binilmek istenen vagonun kapısının otomatik kapanır olup olmadığı, basamağının bulunup bulunmadığı yönleri gözetilip kusur durumunun belirlenmesi ve ondan sonra toplanan tüm deliller nazara alınarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece uzman olmayan bilirkişilerin raporuna göre karar verilmesi dahi bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 2 numaralı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA 16.3.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.