 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas no: 2000/517
Karar no: 2000/3348
Tarih: 11.4.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAZMİNAT
HUKUKA AYKIRI EYLEM
ZAMANAŞIMI
ÖZET İmalatçının hatalı mal üretmesi hukuka aykırı bir eylem olmakla. davalı firmanın imal ettiği buzdolabının gereken nitelikleri taşımaması nedeniyle yangına sebebiyet verdiği gerekçesiyle açılan tazminat davası, BK'nun 60. maddesinde belirtilen bir yıllık genel zaman aşımına tabidir.
(818 s.BK..m.60)
Davacı Gürol vekili Avukat Ahmet tarafından, davalı A... A.Ş aleyhine 17.6.1997 gününde verilen dilekçe ile davalının imal ettiği buzdolabının neden olduğu yangın nedeniyle uğranılan 200.000.000 liranın, 9.1.1998 tarihinde verilen dilekçe ile de birleştirilerek görülen 588.000.000 lira tazminatın istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile 744.000.000 liranın tahsiline dair verilen 25.5.1999 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindei kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Davacı,evinde kullanmakta olduğu A... marka buzdolabının elektrik aksamındaki arıza nedeniyle yangının meydana gelmesine neden olduğunu, bunun sonucunda ev eşyasının zarar gördüğünün belirterek Ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Daha sonra 9.1.1998 de verdiği dava dilekçesi ile geriye kalan zararının ödetilmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Açılan bu ikinci davaya karşı davalı süresinde ve usulüne uygun olarak zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Mahkeme davalı eyleminin TCK'nun 383. maddesinde yer alan dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu yangına neden olmaktan kaynaklanan bir eylem olduğunu, bunun sonucu olarak eylemin suç teşkil ettiğini bu yüzden de olayda ceza zamanaşımı uygulanması gerektiği düşüncesiyle zamanaşımı def'inin reddine karar verilmek suretiyle işin esası hakkında hüküm kurmuştur.
Dosyadaki kanıtlara ve davacının iddiası gözetildiğinde davacı ile davalı arasında bir satış sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı davalının imal ettiği eşyanın imal edilmesi gereken nitelikleri taşımadığını bu yüzden zarara uğradığını ileri sürmektedir. Şu durumda davalının sorumluluğunun hukuki dayanağı imalatçının sorumluluğu esaslarına göre değerlendirilmesi gerekmektedir. İmalatçının ürettiği bir malın belirtilen vasıflara sahip olmaması durumunda bundan doğan zarardan sorumlu tutulması genel hukuk ilkeleri gereğince kabul edilmek gerekir. Şu durumda imalatçının hatalı mal üretmesi hukuka aykırı bir eylem olduğu sonucuna varılmalıdır. Hal böyle olunca haksız eylemin ortaya çıktığı ve zarara uğranıldığı tarihten itibaren zaman aşımının da işlemeye başladığı kabul edilmelidir: Somut olayda haksız eylem 30.10.1996 tarihinde meydana gelmiştir. Şu durumda zararında bu tarihte gerçekleşmiş olduğu kabul edilmek gerekir. İlk dava 17.6.1997 tarihinde açılmış ise de, ikinci davanın 9.1.1998 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Eylem haksız fiil olarak kabul edildiğine göre genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. Yerleşmiş yargı kararları da bu yöndedir. Bu süre Borçlar Kanunu'nun 60. maddesinde de belirtildiği üzere zararın ve failin öğrenildiği günden itibaren bir yıldır. Açıklanan şu durum gözetildiğinde davacı tarafından 9.1.1998 tarihinde açılan davanın ve, davacı isteminin zamanaşımına uğradığı kabul edilmek gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan Türk Ceza Kanunu'nun 383. maddesine yollama yapılmak suretiyle ceza zamanaşımının esas alınması somut olayın özelliğine ve meydana geliş biçimine uygun düşmemektedir. Şu durumda davacı tarafından 9.1.1998 de açılan davanın zamanaşımından reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
S o n u ç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle (BOZULMASINA) ve davalı şirket yararına takdir edilen 65.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11.4.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.