 |
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
Esas No: 1998/6994
Karar No: 1998/8756
Tarih: 7.10.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARALAMA
MÜSTAKİL FAİLİN BELLİ OLMAMASI
ÖZET : Mağdur ile sanıklar ve tanıkların aşamalardaki kendi anlatımları ve birbirleri arasındaki çelişkiler yüzleştirilerek giderilemediği takdirde yöntemince irdelenip hangi anlatımın hangi nedenle üstün tutulduğunun açıklanması ve sonucuna göre TCYnın 463. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılarak hüküm kurulması gerekir.
(765 s. TCK. m. 456/3, 463, 51/1)
Yaralama suçundan sanık Sinan hakkında TCY.nın 456/3, 51/1, 59/2. maddeleri uyarınca sanığın 2 yıl 9 ay 10 gün ağır hapis cezasıyla hükümlülüğüne ilişkin (Ankara Ağır 5. Ceza Mahkemesi)nden verilen 1994/224 Esas, 1997/125 Karar sayılı ve 13.6.1997 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanık Sinan müdafii tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığının 17.6.1998 tarihli bozma isteyen tebliğ namesiyle 22.6.1998 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; mağdur, 12.10.1996'da (poliste) "Talat, Ahmet ve Semih'in kışkırtmasıyla 6 kişi bana vurmaya başladılar, ben düştüm, beni döven 6 kişiden bir tanesi güreşçi olduğunu söylüyordu", 15.12.1 994 tarihli oturumda: "Sinan'ın yanında bulunan güreşçi olduğunu öğrendiğim Murat adındaki şahıs bana kafa ile vurdu, ben yere düştüm, yere düştükten sonra Sinan beni tekmeledi, tekme ile bana vurdu", aynı oturumda 12.10.1994 tarihli anlatımı okunup sorulduğunda "olaya karışan 6 kişidir. Olay sırasında beni döven ve yere yıkan ise Sınan ve yanındaki adının Murat olduğunu öğrendiğim güreşçidir.", 25.1.1996 tarihli oturumda: "beni yaralayan Sinan ile Murat'tır"; sanık Ahmet 17.10.1994'te (poliste): "Sinan gelerek kafa vurdu, Volkan yere düştü, Volkan küfürlerine devam edince tekme ile birkaç kez daha vurdu", 15.12.1994 tarihli oturumda: "duraktaki bazı arkadaşlar mağdura laf attılar, kavga çıktı, mağdura bir iki tokat vurdular"; sanık Talat'ın 14.10.1 994'te (poliste): "Sinan bir kafa attı, bu sırada Volkan yere düştü, yakınan yerde küfürlerini sürdürünce tekme ile bir iki daha vurunca ayırdık" ve 15.12.1994 tarihli oturumda: "tartışma sırasında Sinan mağdura bir tokat vurdu", sanık Osman Semih'in 14.10.1994'te (poliste): "Sinan yanına geldi, bir kafa vurdu, bu sırada tekme ile hırpaladı" ve 15.12.1994 tarihli oturumda "Sinan mağdura bir kafa vurdu, mağdur düşünce bir kaç tekme vurdu"; sanık Murat, 17.12.1996 tarihli oturumda "yakınanı tanımam kendisine etkili eylemde bulunmadım, suç tarihinde de ben Kızılcahamam'da güreş milli takımı kampında bulunuyordum", tanık Ali 17.10.1994'te (poliste): "Sinan kafa ile bir kez vurdu ve Volkan yere düştü, yerde küfürlerine devam edince bu sefer bir iki kasıklarına doğru tekme ile vurdu" ve 7.2.1995 tarihli oturumda: "Sinan'ın yakınana eli ile vurduğunu gördüm, bu arada olay yeri karıştı başka gelenlerde oldu, Sinan'ın yakınana vurması üzerine yakınan yere düştü mü, düşmedi mi olay yeri kalabalık olduğu için görmedim, diğer sanıkların yakınana vurduklarını görmedim, yakınana başka vuran oldu mu olmadı mı bilmiyorum"; tanık Ümit: "saat 20.00 sıralarında, Volkanın alnında hafif bir sıyrık vardı, kendisine sordum, kavga ettik, 5-6 kişilik bir grup üzerine geldiler, beni dövdüler, karanlık olduğu için kimlerin dövdüğünü bilmiyorum, kargaşalıkta kimler vurdu fark edemedim"; savunma tanıklarından Levent 21.9.1995 tarihli oturumda: "Sinan ve arkadaşları lokantada bulunuyordu, dışarda kavga oldu, Sinan da lokantadan çıkıp olay yerine gitmişti, Sinan'ı olay yerinde gördüm, ancak aracı pozisyonu vardı"; savunma tanığı İsmail'in 12.9.1995 tarihli oturumda: "ben arkadaşım Sinan'ın herhangi bir şahsa vurduğunu görmüş değilim, o da benim gibi kavga edenleri ayırmaya çalıştı, yakınanın nasıl yaralandığını görmedim"; savunma tanığı Mahmut'un 7.11.1995 tarihli oturumda: "Sinan mutfakta mantar yapıyordu, dışarda gürültü oldu, kavga var dediler, dışarı çıktık, ilerde bir şahıs yatıyordu, sarhoş sandık içeri girdik"; tanık Abdulkadir'in 15.12.1 995 tarihli oturumda: "Sinan da diğer güreşçilerle oturuyordu çıktık baktık, mağdura tanımadığım 3-4 kişi saldırıyordu mağduru iteleyip kakıştırıyorlardı, Sinan kavgayı ayırmak için olaya girdi ve saldıranları engelledi, yani aracı oldu, kavgayı ayırdı, ben Sinan'ın mağdura engelledi, yani aracı oldu, kavgayı ayırdı, ben Sinan'ın mağdura elle ve ayakla vurduğunu görmedim" biçimindeki anlatımları karşısında;
Mağdur ile sanıklar ve tanıkların aşamalardaki kendi anlatımları ve birbirleri arasında bulunan çelişkilerin yüzleştirilerek giderilmesi, giderilemediği takdirde yöntemince irdelenip hangisinin anlatımının hangi nedenle üstün tutulduğunun açıklanması ve sonucuna göre T.C. Yasasının 463. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının da tartışılarak hüküm kurulması gerekirken eksik soruşturma ve yetersiz gerekçe ile kararlar verilmesi,
Yasaya aykırı ve sanık Sinan müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğ namedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKMÜN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılarak üzere dosyanın esas / hüküm mahkemesine gönderilmesine, 7.10.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.