 |
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
Esas No: 1998/1517
Karar No: 1999/2484
Tarih: 18.3.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
SALDIRGAN SARHOŞLUK
GÖREVLİYE ETKİN DİRENME
SANIĞIN YOKLUĞUNDA DİNLENEN TANIĞIN ANLATIMINA
KARŞI DİYECEKLERİNİNSORULMASI ZORUNLULUĞU
KARAR ÖZETİ: 1- Sanığın yokluğunda dinlenen tanığın anlatımına karşı diyecekleri
sorulmayarak CYYnın 250. maddesine uyulmaması;
2- Alkollü olarak saldırgan davranışlarda bulunması' nedeniyle kendisini karakola götürmek isteyen polis memurları yakınanlara direnen sanığın eylemi TCYnın 258/1-3 maddesine uyan suçu oluşturduğunun gözeti1memesi;
3- Her suç için verilen özgürlüğü sınırlayıcı cezanın ayrı ayrı paraya çevrilmesi gerektiğinin düşünülmemesi yasaya aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 572/1,258/1-3)
(1412 s. CMUK. m. 250)
(647 s. CİK. m. 4)
Görevliye etkin direnme, Allaha ve dine sövme ve saldırma sarhoşluk suçlarından sanık Duran hakkında TCY.nın 258/3, 260, 175/3,572/1, 72, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 1.595.000 lira ağır,180.000 lira hafif para cezalarıyla hükümlülüğüne ilişkin (Pınarbaşı Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 1994/209 Esas, 1996/121 Karar sayılı ve 25.12.1996 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi Üst C. Savcısı tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığının 17.2.1998 tarihli düşme, bozma isteyen tebliğ namesiyle 23.2.1998 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1 -a) Yargılama ve olayın kanıtlanmasına ilişkin gerekçe: Sanığa yükletilen dine sövme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu;
b) Hukuksal tanı: Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tipine uyduğu,
c) Yaptırım: Cezanın yasal bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, 0 yer C. Savcısının ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğ nameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2- Görevliye etkin direnme ve direnme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a- Sanığın yokluğunda dinlenilen tanık Sami'nin anlatımına karşı bir diyeceği sorulmayarak, C. Y. Yasasının 250. maddesine uyulmaması,
b- Alkollü olarak saldırgan davranışlarda bulunan sanığın kendisini karakola götürmek isteyen polis memurları olan yakınan ve mağdurlara direnmesinin T.C. Yasasının 258/1 -3. madde ve fıkralarında belirtilen suçu oluşturduğu gözetilmeden aynı olayın uzantısı durumundaki eylemler nedeniyle 260. maddesi ile de hüküm kurulması,
c- Her suç için verilen özgürlüğü sınırlayıcı cezaların ayrı ayrı paraya çevrilmesi yerine, cezalar toplandıktan sonra paraya çevrilerek fazla ceza belirlenmesi,
Yasaya aykırı ve 0 yer C. Savcısı ve Üst C. Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğ namedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKÜMLERİN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas /hüküm mahkemesine gönderilmesine, 18.3.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.