 |
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E. 1997/5827
K. 1997/5756
T. 25.6.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
GÖREVİ SAVSAMAK
SÜRÜCÜ KURSU MÜDÜRÜ SANIĞIN DURUMU
HÜKME KONU EYLEMLERİN AÇIKLATTIRILMASI
BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ
KARAR ÖZETİ : 1- Özel motorlu taşıt sürücü kursu müdürü olan sanık hakkındaki davanın genel hükümlere göre iddianameyle açılması,
2- Kabule göre:
a) Lüzumu muhakeme kararında "hükme konu olacak eylemin/eylemlerin" neler olduğunun açıklattırılması,
b) Savunmada bildirilen dosyanın getirtilerek dosya içine konması, gerektiğinde eylemin hukuka uygunluğunun bilirkişi aracılığıyla saptanması ve tüm kanıtların birlikte değerlendirilmesi gerekir.
(625 s. ÖÖKK. m. 49)
(1412 s. CMUK. 150, 163, 257)
(765 s. TCK. m. 230/1)
Görevi savsama suçundan sanık Nuri hakkında, TCY.nın 230/1; 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca sanığın 1.180.000 lira ağır para cezasıyla hükümlülüğüne ilişkin (Adana Asliye 6. Ceza Mahkemesi)'nden verilen1995/929 esas, 1996/490 karar sayılı ve 30.5.1996 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanık Nuri tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 4.6.1997 tarihli bozma isteyen tebliğnamesiyle 10.6.1997 tarihinde Daireye gönderilen dava dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre, 625 sayılı Yasanın 49. maddesi hükmünün ceza uygulaması ile ilgili olduğu özel motorlu taşıt sürücü kursu müdürü olan sanığın kovuşturma yöntemi yönünden genel hükümlere bağlı bulunduğu ve hakkındaki kamu davasının iddianame ile açılması gerektiği gözetilmeden İlçe İdare kurulunca verilen son soruşturmanın açılması kararına dayanarak yargılama yapılıp hüküm kurulması,
2- kabule göre;
a) C. Yargılama Yasasının 257. maddesine göre, karar mahkemesinde kurulacak hükmün konusu; iddianamede gösterilen eylemdir ve 150. maddesi uyarınca da hüküm iddianamede öngörülen eylem (suç) ve sanık olan kişilerle sınırlıdır. Aynı Yasanın 163. maddesinde ise iddianamenin neleri içereceği açıklanmıştır. Buna göre sanığa yüklenen eylemin/eylemlerin nelerden ibaret olduğunun açıkça belirtilmesi gereklidir. Memurların Yargılanmalarına İlişkin Yasaya göre, son soruşturmanın açılması (lüzumu muhakeme) kararının da iddianame niteliğinde bulunduğu ve eylemin/eylemlerin yasalarda öngörülen adlandırmaların niteleme olup eylem/eylemler kavramının dışında kaldığı gözetilerek, öncelikle dava açan kararda hükme konu olacak eylemin/eylemlerin ne/neler olduğunun açıklattırılmasının sağlanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Sanığın savunması karşısında, Adana 2. Sulh Ceza Mahkemesi dosyasının getirtilerek Yargıtay denetimine olanak sağlayacak biçimde dosya içerisine konulması, gerektiğinde sanığa yükletilen eylemlerin hukuka uygunluğunun bilirkişi aracılığıyla saptanması ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçeyle karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve sanık Nuri'nin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKÜMLERİN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25.6.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.