Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E. 1997/577
K. 1997/788
T. 4.2.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
GÖREVLİYE SÖVMEK
SALDIRGAN SARHOŞLUK
EK SAVUNMA HAKKI
YARGILAMA GİDERİNİN DÖKÜMÜ
 
KARAR ÖZETİ : 1- Hakkında, TCKnun 266/3,  267. maddelerine göre dava açılan sanığa, CMUK.nun 258. maddesine göre "ek savunma hakkı" verilmeden, TCK.nun 266/3. maddesinin uygulanması,
 
  2-  Alkolün etkisiyle kışkırtma olmadığı halde, görevlilere söven sanığın, TCK.nun 571. maddesi anlamında sarhoş bulunduğu saptanılarak karar verilmesi yerine, saldırgan sarhoşluk suçundan beraat kararı verilmesi,
 
3-  Yargılama giderinin dökümünün kararda gösterilmemesi, Bozma nedenidir.
(765 s. TCK. m. 266, 267, 571, 572)
(1412 s. CMUK. m. 258)
 
Görevliye sövme ve saldırgan sarhoşluk suçlarından sanık Seyfi hakkında, TCY.nın 266/1; 647 sayılı Yasanın 6. maddeleri uyarınca sanığın 3 ay hapis ve 260.000 lira ağır para cezalarıyla hükümlülüğüne, cezasının ertelenmesine ve diğer suçtan beraatine ilişkin, (Dalaman Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 1994/116 esas, 1995/128 karar sayılı ve 29.11.1995 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi Üst C. Savcısı tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 16.1.1997 tarihli bozma isteyen tebliğnamesiyle 27.1.1997 tarihinde Daireye gönderilen dava dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.
 
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
 
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede kısa kararda iki defa görevliye sövme suçundan hüküm kurulmasına karşın, gerekçeli kararda T. Ceza Yasasının 266. maddesi bir kere uygulanmış ise de, gerekçeli karar kısa karara göre yerinde düzeltilebileceğinden bu husus bozma nedeni yapılmamış, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
 
Ancak;
 
1- Sanık hakkında, T. Ceza Yasasının 266/3, 267. maddelerinin uygulanması isteği ile kamu davası açılıp, aynı Yasanın 266/3. maddesi ile hüküm kurulmasında, suçun değişen niteliğinden dolayı ek savunma hakkı verilmeyerek C. Yargılama Yasasının 258. maddesine uyulmaması,
 
2- Alkollü olan sanığın kışkırtmaları olmaksızın görevlilere sövdüğünün oluşa uygun kabul edilmesi karşısında, T.C. Yasasının 571. maddesi anlamında sarhoş bulunduğu saptanılarak karar verilecek yerde "suçun, sarhoşluğun vermiş olduğu ruh hali ile işlendiğine dair yeterli kanıt bulunmadığı" biçiminde suçun kurucu öğelerine yabancı gerekçe ile saldırgan sarhoşluk suçundan beraat kararı verilmesi, .
 
3- Yargılama giderinin dökümünün kararda gösterilmemesi,
 
Yasaya aykırı ve Üst C. Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKÜMLERİN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 4.2.1997 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
 
      KARŞI OY
 
T.C. Yasası, suçların edilgin özneleri başka başka oldukları takdirde, kesintili (müteselsil) suç hükmünün değil, gerçek (maddi) içtima hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir kural getirmemiş; birçok yabancı yasa gibi, yalnızca öznel (sübjektif) bir ölçüt öngörmüştür. Bu ölçüte göre, insana ilişkin varlık, değer ya da yararların çiğnenmesinde ve dolayısıyla edilgin özne çokluğunda bile, "bir (aynı) suç işleme kararıyla" davranılmışsa, "kesintili suç" hükmü uygulanabilecektir. Bunun tersini önceden bir yargısal kural (içtihat) boyutunda algılamak, Yasanın öngörmediği bir öğeyi T.C. Yasasının 80. maddesine eklemek ve maddenin uygulama alanını darlaştırmak demektir. Bu nedenlerle eylem ve suç (ihlal) çokluğunun varlığını saptadıktan sonra, kasıt kavramına oranla daha genel, geniş ve kapsayıcı bir kavram olan "bir (aynı) suç işleme kararı" olgusunun her olayda var olup olmadığını, bu olgu kişinin iç dünyasını ilgilendiren bir fiili sorun olduğundan, doğrudanlık, yüzyüzelik ve sözlülük kurallarına göre duruşma yapan ilk mahkemenin kararında irdelemesi ve Yargıtay denetimini sağlayacak biçimde gerekçelendirilmesi zorunludur. Zira bu konuda Yargıtay, duruş ma yapan ilk mahkemenin yerine geçemez. Yalnızca gerekçe denetimi yapabilir. O kadar. "Bir suç işleme kararının varlığını saptarken, mahkeme, her suç çokluğunda, kuşkusuz, eylemlerin işleniş biçimlerindeki benzerlik ya da tekdüzelik, benzer fırsatları değerlendirme, yasa sistematiğine göre suçla korunan hukuki varlık, değer ya da yarar, cürmi davranışın yöneldiği maddi konu olan kişi ya da şeyin özellik ve başkalıkları, suçlar arasındaki zaman aralığı ve bunlara benzer daha bir çok dışa yansıyan verilerden yararlanabilir ve bunlara dayanabilir.
 
Eylem ve suç çokluğu benimsenmesine karşın, yukarıda açıklanan nedenlerle bu suçların kesintili suç (md. 80) ya da gerçek içtima (md. 71-77) hükümlerinden hangisine göre birleşip kaynaştıklarının kararda tartışılması, tartışma sonucunda kesintili suç kabul edildiği takdirde, sanık hakkında T.C. Yasasının 80. maddesinin uygulanması gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle hükümler kurulması yasaya aykırıdır.
 
Sami SELÇUK
Başkan
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini