 |
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E. 1997/10244
K. 1998/323
T. 22.1.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- YARALAMAK
- ORGAN KAYBI
- İKRARIN İRDELENMESİ
KARAR ÖZETİ : Mağdurlar ve sanıklar yüzleştirilerek anlatımları arasındaki çelişkinin giderilmesi, giderilemediği taktirde yöntemince irdelenip hangisinin hangi nedenlerle üstün tutulduğunun, anlatımlarının inandırıcılığının tartışılması ve sonucuna göre;
a)18 yaşından küçük sanığın mağdurun kolunu satırla bilekten kopararak organ kaybı niteliğinde yaraladığı kabul edilirse TCK.nun 456/ 3, 457/1, 51/1, 55/3
b)Bu sanığın sadece mağduru ayağından yaraladığı kabul edilirse, bu yaranın iş ve güçten kalma süresi saptanarak 456. maddenin eyleme uyan fıkrasının uygulanması gerekir.
(765 s. TCK. m. 456/1 ,2,3,4,457/1 ,51/1 ,55/3)
Yaralama suçundan sanık Seyithan hakkında, TCY.nın 456/3-4, 457/1, 51/1, 55/3. maddeleri uyarınca sanığın 3 yıl 4 ay ağır hapis ve 150000 lira ağır para cezalarıyla hükümlülüğüne, TCY.nın 31. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına ilişkin, (Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 1996/25 esas, 1996/141 karar sayılı ve 7.11.1996 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanık Seyithan müdafileri tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığının 17.11.1997 tarihli ret, onama isteyen tebliğnamesiyle 24.11.1997 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.
1- Yakınan Cumali'yi yaralama suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, CYY.nın 317. maddesi uyarınca sanık Seyitthan Topsak müdafiinin tebliğnameye uygun olarak TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE.
2- Yakınan Ahmet'i yaralama suçuyla ilgili hükme yönelik temyize gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak, mağdur Ahmet duruşmadaki anlatımında sanık Hilmi'nin satırla vurup kolunu kestiğini, sanık Seyithan'ın ise satırla vurup ayağından yaraladığını söylemiş; mağdur Cumali'nin hazırlık anlatımlarında, mağdur Ahmet'in koluna hangi sanığın vurup kestiğini görmediğini bildirmesine karşın, duruşmadaki anlatımında, sanık Hilmi'nin anılan mağdurun koluna satırla vurup kestiğini belirtmiş; beraatine karar verilen sanık Hilmi savunmalarında; mağdurun kolunu küçük kardeşi Seyithanın satırla vurup kopardığını söylemiş, organ kaybı niteliğinde yaralama suçundan hükümlülüğüne karar verilen sanık Seyithan ise;.tüm aşamalarda satırı salladığını, mağdurun kolunun koptuğunu öğrendiğini, öbür sanıkların yaralamayla ilgilerinin bulunmadığını savunmuş, yerel mahkeme; mağdurlarının iddiaları, sanıkların savunmalarına dayandığını ve sanık Seyithan'ın mağdurun koluna satırla vurup kopardığını, her ne kadar mağdurlar organ kaybı niteliğindeki yarayı sanık Hilmi'nin oluşturduğunu söylemişler ise de, olayın hemen sonrasındaki sıcağı sıcağına alınan anlatımlar karşısında, sanık Seyithan'ın hükümlülüğüne öbür sanık Hilmi'nin ise beraatine karar verildiğini belirtmiştir.
Bu durum karşısında;
Mağdurlar ve sanıklar yüzleştirilerek, anlatımları arasındaki çelişkinin giderilmesi, giderilemediği takdirde yöntemince irdelenip hangisinin hangi nedenlerle üstün tutulduğunun açıklanması ve suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık Seyithan'ın yaşı gereği hafifletici nedenlerden dolayı suçu üstlenip üstelenmediğinin ve ikrarının, içtenliğinin, öbür sanıkların da aynı nedenlerle suçu anılan sanığa yükleyip yüklemediklerinin, mağdurların ise baraat eden sanık Hilmi'ye suç yüklemelerinin, onun yaşının büyük olması ve daha fazla ceza alacağım düşünmelerinden ileri gelip gelmediğinin ve anlatımlarının inandırıcılığının tartışılması ve sonucuna göre;
a) Sanık Seyithan'ın mağdurun kolunu bilekten kopararak organ kaybı niteliğinde yaraladığı kabul edildiği takdirde, TCY.nın 456/3, 457/1, 51/1, maddelerinin,
b) Anılan sanığın mağdurun kolunu kesmediği ve eyleminin mağduru ayağından yaralamaktan ibaret olduğu kabul edildiği takdirde ise, bu yaranın iş ve güce engel olduğu süre saptanıldıktan sonra eyleme uyan TCY.nın 456. maddesinin öbür fıkralarından birinin uygulanması,
Gerekirken, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması,
Yasaya aykırı ve sanık Seyithan müdafilerinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle (HÜKÜMLERİN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 22.1.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.