 |
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E. 1996/772
K. 1996/2317
T. 14.3.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
GÖREVSİZLİK KARARI
TANIKLARIN YENİDEN DİNLENMESİ
ADLİ TIP KURUMUNDAN YENİDEN GÖRÜŞ ALINMASI
KARAR ÖZETİ l- Görevsizlik kararı veren mahkemece dinlenen tanıkların, görevli
mahkemece yeniden dinlenmeleri zorunludur.
2- Dosyadaki rapor kesinlik arzetmediği takdirde, Adli Tıp Kurumu'ndan; "mağdurun, bitkisel yaşama girmesinin yalnızca sanığın eylemi sonucu olup olmadığı,bundan kısa süre önce öbür sanığın vurduğu tokatla daoluşmasına olanak bulunup bulunmadığı" konularında görüş alınması gerekir.
(1412 s. CMUK. m. 7)
(2659 s. ATK. m. 15/2)
Yaralama suçundan sanık Zehni hakkında, TCK.nun 456/3, 251. maddeleri uyarınca sanığın 12 yıl ağır hapis cezasıyla hükümlülüğüne, TCK.nun 31. ve 33. maddelerinin sanık hakkında uygulanmasına ve tutukluluk halinin devamına ilişkin, (Bolu Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 1994/1 29 esas, 1995/159 karar sayılı ve 19.12.1995 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanık Zehni müdafii tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 6.2.1996 tarihli bozma isteyen tebliğnamesiyle 12.2.1996 tarihinde Daireye gönderilen dava dosyası başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanını oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan duruşmalı incelemede olayın kanıtlanmasına ve rapora yönelik başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Yerel Mahkeme, verilen görevsizlik kararı üzerine, sanığın savunmasını almış, katılanları dinlemiş ve daha önce görevsiz mahkemece dinlenen tanıkların alınan anlatımlarıyla yetinerek hüküm kurmuştur.
Sağlıklı bir vicdani kanı yargısının oluşabilmesi için, duruşmanın temel ilkeleri doğrultusunda, kanıt kaynaklarıyla yüzyüzelik ve doğrudanlık kuralları uyarınca ilişki kurulmak, sözlülük kuralı gereğince de tanıklar duruşma yapan yargıçlarca bizzat dinlenmek, duruşmadan edinilen izlenimlere göre hüküm kurulmak zorunludur. Eğer dolaylı kanıt niteliğinde bulunan ve yalnızca tanık anlatımlarını yansıtan tutanaklarla yetinilirse, kanıtlarla doğrudan ilişki kurmayan ve sözlü olarak onları dinlemeyen yargıcın vicdani kanısına göre hüküm kurulmuş olacaktır ve bu da hukuken yeterli değildir.
C.Y. Yasasının 242-244 ve 254. maddelerinin özleri de bu yöndedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerin ışığı altında yetersiz duruşmayla hüküm kurulması,
2- Oluş ve ısrarlı savunma karşısında, Adli Tıp Kurumu 3. Uzmanlık Kurulu'nun 21.8.1995 tarih ve 6308 karar sayılı raporu kesin kanı doğuracak nitelikte bulunmadığından, bütün raporlarla Dr. (M.K.)'nin açıklamalarını içeren tutanağın onaylı örneklerinin Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderilerek, mağdurun bitkisel yaşama girmesinin yalnızca sanığın eylemi sonucu olup olmadığı, bundan kısa süre önce öbür sanığın vurduğu tokatla da oluşmasına olanak bulunup bulunmadığı konularında Adli Tıp Yasasının 15/a maddesi uyarınca, sözü edilen Kuruluş Genel Kurulu'ndan görüş alınması gerekirken, eksik inceleme sonucu hüküm kurulması,
Yasaya aykırı ve sanık Zehni müdafiinin dilekçesinde ve duruşmada ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmüş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, temyiz davasının kabulüyle (HÜKÜMLERİN BOZULMASINA) ilişkin oyçokluğuyla alınan karar 14.3.1996 tarihinde Yargıtay C. Savcısının önünde, sanık müdafiinin yüzüne karşı açıkça ve yöntemince okunup anlatıldı.
KARŞI OY
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde açıklanıp tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçe ve takdire göre, mahkemenin ulaştığı sonuçta usul ve yasaya aykırı yön bulunmadığından, hükmün o n a n m a s ı gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Muharrem DİNÇ M. Fadıl İNAN
Üye Üye