|
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E. 1996/5844
K. 1996/7297
T. 3.10.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TEHDİT
KAVGADA KORKUTMAK MAKSADIYLA SİLAH BOŞALTMAK
MAĞDUR VE TANIK ANLATIMLARI ARASINDAKİ ÇELİŞKİNİN GİDERİLMESİ
KARAR ÖZETİ : Mağdur ve tanığın anlatımları arasındaki çelişki giderilmeli, giderilemezse yöntemince irdelenip, açıklanmalı ve sonucuna göre;
a) Sanığın, silahı göstererek ya da ateşleyerek tehdit sözlerini söylediği kabul edilirse, TCK.nun 191/2. maddesinin,
b) Tehdit sözlerini söyledikten sonra ve kavga sürerken uzaklaşarak, silahla havaya ateş ettiği kabul edilirse, TCK.nun 191/son ve 466/2. maddelerinin,
c) Uzaktan hedef almadan ateş ettikten sonra gelip, silahsız olarak tehdit sözlerini söylediği kabul edilirse, 191/ son maddesinin uygulanması gerekir.
2- Tekerrüre temel eski hükümlülüğü bulunan sanık hakkında, TCK.nun 81/1. maddesinin uygulanmaması,
3- 647 sayılı Yasanın 6. maddesine aykırı olarak, sanığın (ahlakî temayülü) gerekçeye yansıtılıp, gerekçesiz hüküm kurulması,
Yasaya aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 81/1, 191/2-son, 466/2)
(647 s. CİK. m. 6)
Tehdit suçundan sanık Hasan hakkında, TCK.nun 191/2. maddesi uyarınca sanığın 6 ay hapis cezasıyla hükümlülüğüne ilişkin, (Çankırı Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 1995/187 esas, 1995/219 karar sayılı ve 10.10.1995 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanık Hasan müdafii tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 16.5.1996 tarihli onama isteyen tebliğnamesiyle 4.7.1996 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kapının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Mağdure ve tanık Selim'in anlatımları arasında, kendi içlerinde ve birbirlerine göre bulunan çelişkilerin giderilmesi, giderilemediği takdirde yöntemince irdelenip, hangisinin hangi nedenle üstün tutulduğunun açıklanması ve sonucuna göre;
a) Sanığın, silahı göstererek ya da ateşleyerek tehdit sözlerini söylediği kabul edildiği takdirde, TCK.nun 191/2. maddesinin,
b) Sanığın, (halledeceğim, oyacağım) biçimindeki tehdit sözlerini söyledikten sonra ve kavga sürerken uzaklaşarak silahla havaya ateş ettiği kabul edilmesi durumunda, TCK.nun 191/son, 466/2. maddelerinin,
c) Sanığın mağdurenin yanına gelmeden önce, uzak mesafeden hedef almadan ateş ettiği ve daha sonra gelip silahsız olarak tehdit sözlerini söylediği kabul edilmesi halinde (eylemin bütünüyle tek suç oluşturduğu gözetilerek) TCK.nun 191/son maddesinin,
Uygulanması gerekirken, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması,
2- Sanığın tekerrüre temel eski hükümlülüğünün bulunmasına karşın, TCK.nun 81/1. maddesinin uygulanmaması,
3- 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca, yargıcın ölçüt olarak gözetmesi gereken (geçmişteki durumu ve suç işleme hususundaki eğitimleri) değerlendirilmekle yetinilecek yerde, (ahlaki temayülü) gibi sanığın kişiliğini incitici deyişleri gerekçeye yansıtmak ve yetki aşımına yol açmak suretiyle gerekçesiz hüküm kurulması,
Yasaya aykırı ve sanık Hasan müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle (HÜKMÜN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 3.10.1996 tarihin de oybirliğiyle karar verildi.