 |
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E. 1995/8074
K. 1996/15
T. 15.1.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
HÜKÜMETE KARŞI ŞİDDET VEYA MUKAVEMET
KANUNLARA AYKIRI DAVRAN1Ş
GÖREVLİYE SÖVME
KARAR ÖZETİ :1- Mağdurun tedavisi için gittikleri sağlık ocağındaki yakınan hekimin, adli nitelikteki bu olayı jandarmaya duyurmak üzere odasına yöneldiği sırada, onun peşinden odaya giren sanıkların bu eylemlerinin ne suretle TCK.nın 254. maddesinin 3. fıkrasındaki suçu oluşturduğu açıklanmadan ve kanıtları gösterilmeden hükümlülüklerine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
2- Yakınana karşı "Sen kim oluyorsun ki benim ifademi alıyorsun? Sizin gibi çok jandarma gördük" diyen sanığın eylemi, TCK.nın 266/1. madde ve fıkrasına uygun "görevliye sövme" suçunu oluşturur.
3-TCK.nın 258. maddesinin 4. fıkrasının aynı Yasanın 254. maddesinde uygulanma olanağı yoktur.
(765 s. TCK. m. 254/3, 258, 266/1)
Yasak silah bulundurma, görevden önce görevlilere zor kullanma ve görevliye etkin direnme suçlarından sanıklar İsmail Hakkı, Veli, İsmet ile Ahmet hakkında, 6136 sayılı Yasanın 13/1, TCK.nın 254/3, 258/1-4, 647 sayılı Yasanın 4-6. maddeleri uyarınca sanık İ. Hakkının 2.885.000 lira, sanık Veli'nin 1.800.000 lira, sanıklar Ahmet ile İsmet'in 900.000'er lira ağır para cezalarıyla hükümlülüklerine, sanıkların cezalarının ertelenmesine ilişkin, (Tufanbeyli Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 1993/28 esas, 1995/6 karar sayılı ve 14.3.1995 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi O yer C. Savcısı ile sanıklar Veli, İsmet, İsmail Hakkı tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 6.12.1995 tarihli onama ve bozma isteyen tebliğnamesiyle 11.12.1995 tarihinde Daireye gönderilen dava dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1) a- Yargılama ve olayın kanıtlanmasına ilişkin gerekçe: Sanık İsmail Hakkı'ya yükletilen izin belgesiz tabanca taşıma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün katılanlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu;
b- Hukuksal tanı: Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tipine uyduğu,
c- Yaptırım: Cezanın yasal bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanık İsmail Hakkının ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜNONANMASINA.
2) Öbür suçlarla ilgili hükümlere yönelik temyize gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak:
a- Bir düğün töreninde taksirle meydana gelen silahla yaralama olayı sonrasında, yaralının tedavisini yaptırmak amacıyla sağlık ocağına gelen sanıkların, olayın adli nitelikte oluşu nedeniyle, Jandarmaya duyurmak için odasına yönelen yakınan hekimin peşinden odaya girmek biçimindeki eylemlerinin, ne suretle T.C. Yasasının 254. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen suçun oluştuğu açıklanmadan ve kanıtları gösterilmeden, hükümlülüklerine karar verilmesi,
b- Sanık Veli'nin yakınan İbrahim'e karşı (Sen kim oluyorsun ki benim ifademi alıyorsun? Sizin gibi çok Jandarma gördük) demekten ibaret eyleminin, görevliye sövme (md. 266/1) niteliğinde bulunduğu gözetilmeden, T.C. Yasasının 258/1. maddesiyle hüküm kurulması,
c- Kabule göre; T.C. Yasasının 258. maddesinin 4. fıkrasının, anılan Yasanın 254. maddesinde uygulanma olanağının bulunmadığı gözetilmeden, bu fıkra ile cezalardan indirim yapılması,
Yasaya aykırı ve O yer C. Savcısı ile sanıklar İsmail Hakkı, Veli ve İsmetin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKÜMLERİN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15.1.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.