 |
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E. 1995/7956
K. 1996/233
T. 17.1.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
GÖREVİ SAVSAMAK
BELEDİYE İMAR MÜDÜRÜNÜN SORUMLULUĞU
TESELSÜL
KARAR ÖZETİ: 1- İmar Yasasının 32. maddesiyle ilgili hiç bir işlem yapılmadığı saptanan kişilerin, belediye sınırları içinde kaçak yapılarının bulunup bulunmadığı, bu yapılar hakkında ihbar dilekçesi yoksa Belediye İmar Müdürü olan sanığın kişisel bilgi ve gözlemleri olup olmadığının saptanması,
2- Sanığın ruhsatsız yapılara ilişkin alınan yıkım ve para cezalarının infaz ve tahsili ile ilgili yasadan doğan bir görevinin olup olmadığının araştırılması,
3- Diğer sanıkla ilgili olarak kaçak yapıların kararda tek tek tartışılması,
4- Kaçak yapılana ilgili yıkım kararlarının İmar Yasasının 32. maddesine uygun olarak tebliğ ile infazına haşlanıp başlanmadığının araştırılıp saptanması,
5- Savunmaya göre, tebliğ ile infaza başlanmayan yıkım kararları varsa, belediyenin sorumlu olduğu alan, yıkım ekipman sayısı ve yıkım kararlarının sayısal hacmi saptanarak infaz edilmeyen karar sayısının karşılaştırılması, gerektiğinde bilirkişilere incelettirilip değerlendirilmesi gerekir.
6- Suçların teselsül edip etmedikleri araştırılmalıdır.
(3194 s. İmar K. m. 32)
(765 s. TCK. m. 230, 80)
Görevi savsama suçundan sanıklar Ozer ile Belgin hakkında, TCK.nın 230/1, 59; 647 sayılı Yasanın 4-6. maddeleri uyarınca sanıkların 408.333'er lira ağır para cezasıyla hükümlülüklerine, cezalarının ertelenmesine ilişkin, (Muğla Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verileB 1993/614 esas, 1994/633 karar sayılı ve 31 .10.1994 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanıklar Özer ile Belgin müdafileri tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 5.12.1995 tarihli bozma isteyen tebliğnamesiyle 11.12.1995 tarihinde Daireye gönderilen dava dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
A-1- Sanık Belgin savunmasında; Belediye İmar Müdürü olarak kaçak yapılana ilgili görevinin;bu yapıları ihbar ya da herhangi bir biçimde öğrendiği takdirde, 3194 sayılı imar Yasasının 32. maddesinde gösterilen yasal süreci başlatmak ve hukuki işlemleri yapmak olduğunu, bu süreç sonunda encümence alınacak yıkım kararlarının ve para cezalarının infaz ve tahsilinin, görevi dışında olup, belediyenin başka birimlerine ait bulunduğunu söylemiş; ayrıca, ihbar dilekçesi ve soruşturma raporunda yer alan ve kaçak olduğu iddia edilen kimi yapıların var olmayıp uydurulduğunu belirtmiş olması karşısında;
a) Öncelikle suç ihbar dilekçesinde ve soruşturma raporunda yen alan, imar Yasasının 32. maddesi ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığı saptanan Ahmet ve Vural, Kemal, Ali'nin, Fethiye Belediye sınırları içerisinde kaçak yapılarının bulunup bulunmadığının araştırılması; adı geçen kişilerin bu tür kaçak yapıları varsa, bu konuda belediyeye yazılı suç ihbarının bulunup bulunmadığının araştırılması, bu yapılar hakkında ihbar dilekçesi yoksa, sanığın kişisel bilgi ve gözlemleri ile bu kaçak yapılar hakkında bilgisi olup olmadığının saptanması,
b) Daha sonra Belediye İmar Müdürünün ruhsatsız yapılar ile ilgili olarak alınan yıkım ve para cezalarının infaz ve tahsili ile ilgili Yasadan doğan bir görevinin olup olmadığının ve yüklenen hangi eylemlerin kanıtlandığının araştırılıp kararda tartışılması,
2- Sanık Özer'in de savunmasında, kaçak yapılarla ilgili yılda bin civarında yıkım kararı verilip infaz edildiğini; kararların bölgenin turizm beldesi olması nedeni ile ancak 6 aylık ölü mevsimde infaz edebildiklerini belirtmiş olması karşısında;
a) Öncelikle suç ihbar dilekçesinde ve sorgulayıcı (muhakkik) raporunda yer alan kaçak yapıların kararda tek tek göstenilip tartışılması,
b) Daha sonra dilekçe ve raporda yeralan Mustafa, Ziya, Yaşar, Süleyman, Şükrü, B Kebap Salonu, Hasan, Rıdvan ve Ali'nin kaçak yapılanı ile ilgili yıkım kararlarının İmar Yasasının 32. maddesine uygun olarak tebliğ ile infazına başlanıp başlanmadığı araştırılıp saptanması,
c) Tebliğ ile infaza başlanmayan yıkım kararları saptandığı takdirde; Belediyenin sorumlu olduğu alanın büyüklüğü; yıkım ekipman sayısı, yıkım kararlarının sayısal hacminin saptanması ile; infaz edilmeyen karar sayısının karşılaştırılması,
Bütün bunların gerektiğinde bilirkişilerce incelettirilip değerlendirilmesi,
Gerekirken, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçeyle hükümler kurulması,
B- Eylemlerin/suçların teselsül edip etmediklerinin tartışılmaması,
Yasaya aykırı ve sanık Belgin müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKÜMLERİN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, yeniden hüküm kurulurken CYY. nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 17.1.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.