 |
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E. 1995/7288
K. 1995/8054
T. 28.11.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TEHDİT
SON SÖZ
KARAR ÖZETİ İİK mahkeme, tehdidin görünüşte ciddi olup olmadığı sorununu çözmek zorundadır. Öfkeyle söylenen tehditlerin ciddi olamayacağı yolunda İİKe boyutunda bir olay içtihadı yaratmak olanaksızdır. Tartışma ve kavga sırasında salt öfkeyle işlenen tehdidin suç olamayacağı nedenine dayanılarak hüküm kurulması doğru değildir.
Kısa kararın açıklandığı oturumda hazır bulunan sanıklara son sözleri sorulduktan sonra müştekinin dinlenilmesi CMUK.nun 251/2. maddesine aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 51, 188, 191)
(1412 s. CMUK. m. .251/2)
Tehdit, yaralama ve sövme suçlarından sanık Muhittin hakkında, TCK.nın 456/2, 463, 51/1, 482/3, 485/1, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca sanığın 1.350.000 lira ağır para cezasıyla hükümlülüğüne, tehdit suçundan beraatine ilişkin, (Bursa Asliye 6. Ceza Mahkemesi)'nden verilen1994/1058 esas, 1995/8 karar sayılı ve 12.1.1995 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi katılanlar Remzi ile Hıfzı vekili tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 9.11.1995 tarihli bozma isteyen tebliğnamesiyle 20.11.1995 tarihinde Daireye gönderilen dava dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak:
1- Kısa kararın açıklandığı 12.1.1995 tarihli oturumda hazır bulunan sanıklar Remzi ve Muhittin'e son sözleri sorulduktan sonra, müşteki Hıfzı'nın dinlenilmesi suretiyle C.Y. Yasasının 251/2. maddesinin gözetilmemesi,
2- Yerel mahkeme, sanığın saptanan ve tehdidi içeren sözleri tartışma (kavga) sırasında öfkeyle söylediği ve bu nedenle de suçun kasıt öğesinin oluşmadığı görüşüyle sanığın beraatine karar vermiştir.
Karar, aşağıdaki nedenlerle yerinde değildir:
A- T.C. Yasasının 191. maddesinde yer alan, yardımcı hüküm niteliğinde olan ve (amaç-tehdit) olarak salt tehdit eylemini cezalandıran cürümün manevi öğesi, tehdit etme bilinç ve iradesi öğelerinden oluşan genel kasıttan ibarettir. Bu kasıt, kastın oluşum süreci ve yoğunluğu açılarından bir. düşünce kastı (dolo di proposito) ya da bu kastın en yoğün biçimi olan tasarlama (taammüt) ve yahut da kavga ve tartışma gibi çoğu durumlarda görüldüğü üzere bir öfke (taşkınlık) kastı (dolo di impeto) da olabilir. Bu nedenle de saptandığı takdirde öfke bilinç ve iradeyi kaldırmayıp yalnızca iradeyi ve dolayısıyla sorumluluğu zayıflattığından, suç kastının ortadan kalkması söz konusu olamaz. Bu durumda, koşulları bulunduğu takdirde, yalnızca T.C. Yasasının 51. maddesinde öngörülen yasal indirim uygulanabilir. Nitekim, bu hareketin; bir amaç-tehdit olarak değil, bir araç-tehdit olarak cezalandırıldığı, T.C. Yasasının 258, 308, 416, 429, 495 ve benzer; bir çok maddelerinde, suç kastının kapsamına girdiği halde, öfkeyle söylenen tehdit hareketinin, kasıt bulunmadığı ya da ciddi olmadığı ileri sürülmemiş, bu suçları işleyen failler uygulamada yerinde olarak cezalandı rılagelmişlerdir. T.C. Yasasının amaç-tehdidi (md. 191) ve araç-tehdidi (md. 188) cezalandıran 191. ve 188. maddelerinde, öfkenin suç kastını kaldıracağını ve öfkeyle söylenen tehdidin ciddi olmayacağını ileri sürmek, kuşkusuz yukarıda anılan maddelerdeki suç aracı tehdidin kalkmasını ve dolayısıyla bu suçların da oluşmamasını doğurur ve T.C. Yasasının sistemi içinde bir iç çelişki yaratır.
B- Bir tehlike suçu olan tehdidin, ciddi olup olmadığı hususu ise, tehdidi içeren sözlerin gerçekleşmesinin kaçınılmaz olup olmamasına göre değil, oluştuğu ortama ve tarafların bedensel ve ruhsal durumlarına göre, tehdit edici sözlerin gerçekleşme olasılığı ve mağdurun iradesini etkileme derecesi ölçüleri içinde, önceden bir bir sayılması olanaksız etkenler gözetilerek, İİK mahkemece değerlendirilecek olgusal (fiili) bir sorundur. İİK mahkeme; ağır olmayan (hafif) tehditlere karşı da cezai yaptırım gerektiren T.C. Yasası koyucusunun bu konudaki duyarlılığını da gözeterek, tehdidin görünüşte ciddi olup olmadığı sorunu çözmek zorundadır. Ofkeyle söylenen tehditlerin ciddi olamayacağı yolunda önceden İİKe boyutunda ve üstelik bir olay içtihadı yaratmak olanaksızdır.
Tehdit cürmünün hukuki ve maddi konuları, suç kastını zaman süreci içindeki oluşumu ve niteliği, suçun yapısına ilişkin yukarıda açıklanan nedenler gözetilmeden, tartışma ve kavga sırasında salt öfkeyle işlenen tehdidin suç olamayacağı nedenine dayanılarak yazılı biçimde ve yasal temelden yoksun gerekçeyle hüküm kurulması,
3- Yaralama suçundan sanığa verilen cezayla, T.C. Yasasının 51/1. maddesiyle indirim uygulanırken, yanlış hesap sonucu, 9 ay yerine 8 ay hapis cezasına hükmedilmesi,
4- Sanığa sövme suçundan hapis cezası ile birlikte verilen ağır para cezasının suç tarihine göre 220.000 lira olması gerekirken, 150.000 lira ağır para cezasına hükmedilerek eksik ceza verilmesi,
Yasaya aykırı ve katılanlar Remzi ve Hıfzı vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKÜMLERİN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28.11.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.