 |
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E. 1995/7223
K. 1995/8149
T. 30.11.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARALAMA
(Dalağın alınması)
KARAR ÖZETİ Katılanı, bıçakla yaralayarak onun dalağının alınmasına yol açan sanığa, TCK.nın 456/3, 457/1. madde ve fıkralarının, her iki sanığın dakik bölgesine vurdukları, ancak dalağın alınmasına yol açan yaralamanın hangisinin eylemi sonucu olduğunun saptanmaması durumunda her ikisi hakkında TCK.nın 456/3, 457/1, 463. madde ve fıkralarının uygulanması gerekir.
(765 s. TCK. m. 456/3, 457/1, 463)
Yaralama suçundan sanıklar Aydın ile Recep hakkında, TCK.nın 456/2-4, 457/1, 463, 51/1, 59, 71. maddeleri uyarınca 12'şer ay 40'ar gün hapis cezasıyla hükümlülüklerine ilişkin, (Burhaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 1993/196 esas, 1994/213 karar sayılı ve 29.12.1994 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanıklar Aydın ile Recep müdafileri ile katılan Mustafa vekili tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 2.11.1995 tarihli onama ve bozma isteyen tebliğnamesiyle 10.11.1995 tarihinde Daireye gönderilen dava dosyası başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1-a- Yargılama ve olayın kanıtlanmasına ilişkin gerekçe: Sanıklara yükletilen yakınanlar Veli ve Hamit'i yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özlerin değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu;
b- Hukuksal tanı: Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tiplerine uyduğu,
e- Yaptırım: Cezaların yasal bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanıklar Aydın ve Recep müdafilerinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA.
2- Katılan Mustafa'nın yaralanması eylemlerinden kurulan hükümlere yönelik temyizlere gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
Katılan Mustafa, sanık Aydın'ın önden, sanık Recep'in arkadan bıçakla birçok kez vurduklarını bildirmesine, bunların sonucu katılanın dalağından, sol böbreğinden, göğüs sol tarafından, sol omuz ve koltuk altından, sırtta iki skapula arasından lomber bölgeden yaralandığı ve dalağının alındığı raporla saptanmasına ve olayın görgü tanığı da bulunmamasına göre; dalağının alınmasına yol açan yara ile diğer yaraların hangi sanığın eylemi sonucu olduğunun katılandan sorularak saptanması, dalak alınmasına yol açan yara dışında kalan ve raporlarda saptanan diğer yaraların her birinin kaç gün iş ve güçten alıkoyacakları ve yaşamsal tehlike doğurup doğurmayacaklarının Adli Tıp Kurumu'ndan sorulması ve sonucuna göre;
a- Dalağın alınmasına yol açan yaralamayı yapan sanık saptanabildiği takdirde:
aa) O sanık için T.C. Yasasının 456/3, 457/1. madde ve fıkralarının,
bb) Diğer sanık için, kanıtlanan eylemine ve Adli Tıp Kurumu'ndan alınacak yanıta göre T.C. Yasasının 456. maddesinin ilgili fıkrası ile 457/1. madde ve fıkrasının,
b- Her iki sanığın dalak bölgesine vurdukları, ancak dalağın alınmasına yol açan yaralamanın hangisinin eylemi sonucu olduğunun saptanamaması durumunda ise her ikisi hakkında T.C. Yasasının 456/3, 457/1, 463. madde ve fıkralarının,
Uygulanması gerekirken, dalak alınmasının organ kaybı (uzuv tatili) sayılmayacağı yolundaki değişen uygı4amadan söz edilerek yazılı biçimde hükümler kurulması,
Yasaya aykırı ve katılan Mustafa vekili ile sanıklar Aydın ve Recep müdafilerinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKÜMLERİN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 30.11.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.