 |
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E. 1995/3513
K. 1995/4607
T. 20.6.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARALAMA
İFADELERİN ÇELİŞKİLİ OLMAS1
DAVA AÇILMAYAN SUÇTAN HÜKÜM KURULAMAYACAĞI
KARAR ÖZETİ: Sanık hakkında, dava açılmayan suçtan dolayı hüküm kurulamaz. Tanığı bulunmayan olayla ilgili olarak mağdurların ve sanıkların anlatımları kendi içinde ve birbirlerine göre çelişkili bulunduğundan, çelişkiler giderilmeli, giderilemediği takdirde hangisinin, hangi nedenle üstün tutulduğu tartışılmalı ve sonucuna göre mağdurun bacağındaki yaşamsal tehlike doğuran yarayı sanıklardan hangisinin oluşturduğu belirlenmişse bu sanık hakkında TCK.nin 456 /2, 457/ 1., öbür sanık hakkında kanıtlara göre TCK nın 456/4, 457/1 yada 464/2. maddeleri uygulanmalı, belirlenemediği takdirde her iki sanık hakkında TCK.nın 456/2, 457/1, 463. Maddeleri uygulanmalıdır. Savunmalar karşısında tahrik nedeninin varlığı tartışılmalıdır.
(1412 e. CMUK. m. 256/1)
(765 s. TCK. m. 45612-4,457/1,463,46412,51)
Yaralama suçundan sanıklar Mehmet, İbrahim, Halit ve Ali hakkında; TCK.nın 456/1-2, 457/1, 463; 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca sanık Mehmet'in 2 yıl 8 ay hapis, sanıklar Halit ve İbrahim'in l'er yıl 4'er ay hapis, sanık Ali'nin 1.200.000 lira ağır para cezalarıyla hükümlülüklerine ilişkin, (Akçakale Asliye Ceza Mahkemesi) 'nden verilen 1989/1 03 esas, 1994/100 karar sayılı ve 5.7.1994 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanıklar Mehmet ve İbrahim müdafii ile sanıklar Halit ve Ali tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 5.5.1995 tarihli onama isteyen tebliğnamesiyle 23.5.1995 tarihinde Daireye gönderilen dava dosyası başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1) a- Yargılama ve olayın kanıtlanmasına ilişkin gerekçe: Sanık Ali'nin mağdur Hüseyin'i yaralama eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu,
b- Hukuksal tanı: Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve yasada öngörülen suç tipine uyduğu,
c- Yaptırım: Cezanın yasal bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanık Ali'nin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA.
2) Sanık Mehmet'in, Hıdır'ı; sanıklar İbrahim ve Halit'in mağdur İsa'yı yaralama suçlarıyla ilgili olarak kurulan hükümlere yönelik temyizlere gelince:
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
a- İddianamede açıklanan eyleme göre, sanık Mehmet'in, mağdur Hıdır'ı yaralama suçundan dolayı hakkında dava açılmamasına karşın hüküm kurulması,
b- Olayın tanığı bulunmamaktadır. İki aile arasında eski dargınlıktan dolayı çıkan kavgada mağdur İsa kaşından ve yaşamsal tehlike doğuracak biçimde bacağından, mağdur Hıdır başından ve yaşamsal tehlike oluşturacak derecede göğsünden yaralanmışlardır. Mağdur İsa; sanık İbrahim'in bıçakla vurduğunu, sanık Halit'in kürekle başına vurduğunu söylemiş, mağdur Hıdır polisteki anlatımında, sanık Halit'in başına kürekle vurduğunu, sanık İbrahim'in göğsüne bıçakla vurduğunu söylemesine karşın, Savcılık ve duruşma aşamalarında; sanık Mehmet'in göğsünden bıçakla yaraladığını belirtmiş, sanık Reşit ise; sanık Halit'in kürekle mağdur İsa'nın başına vurduğunu, sanık İbrahim'in de adı geçeni bıçakladığını, sanık Mehmet'in ise, mağdur Hıdır'ı bıçakla yaraladığını söylemiştir.
Bu durumlar karşısında;
Mağdurlar İsa, Hıdır ve sanık Reşit'in anlatımları arasındaki kedi içinde ve birbirlerine göre bulunan çelişkilerin giderilmesi, giderilemediği takdirde yöntemince irdelenip hangisinin hangi nedenle üstün tutulduğunun tartışılması ve sonucuna göre;
a- Mağdur İsa'nın yaşamsal tehlike doğuran bacağındaki yaranın sanıklar İbrahim ve Halit'ten hangisinin oluşturduğu belirlenmişse bu sanık hakkında TCK.nın 456/2, 457/1, başa vuran öbür sanık hakkında kanıtların kabul ediliş biçimine göre TCK.nın 456/4, 457/1 ya da 464/2.,
b- Belirlenemediği takdirde anılan sanıklar haklarında TCK.nın 456/2, 457/1, 463.,
c- Savunmalar karşısında yasal indirici nedenin varlığının tartışılması ve kabul edildiği takdirde TCK.nın 51.,
d- Kabule göre de; mağdur Hıdır'ın 0. Savcılığı ve duruşma aşamalarındaki ve sanık Reşit'in duruşmadaki anlatımı kabul edildiği takdirde, sanık Mehmet hakkında TCK.nın 456/2, 457/1.,
Maddelerinin uygulanmaları gerekirken, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması,
Yasaya aykırı ve sanıklar Mehmet, İbrahim ve Halit'in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle (HÜKÜMLERİN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, yeniden hüküm kurulurken CYY.nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 20.6.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.