 |
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E. 1994/9211
K. 1995/324
T. 26.1.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KONUT DOKUNULMAZLIĞINI BOZMA
SARKINTILIK
KARAR ÖZETİ: Sanığın haksız amaçla katılanın oturduğu apartmanın beşinci katındaki dairenin kapı önüne kadar gelmesi ve açılan kapıdan girmek isterken yakalanması karşısında geceleyin konut dokunulmazlığını bozma suçu tamamlanmış olur. Konut dokunulmazlığını bozma suçu salt davranış suçu olup tam kalkışmaya elverişli değildir. İcrai hareketin bittiği anda suç oluşur.
Sanığın, kısa aralıklarla katılana telefon edip "seni seviyorum, benim olacaksın" demekten ibaret eylemi, tümüyle sarkıntılık suçunu oluşturur. Ceza, ayrıca TCK .nun 80. maddesiyle artırılamaz.
(765 s. TCK. m. 193/2,62,421/2)
Yaralama, konut dokunulmazlığını bozma ve sarkıntılık suçlarından sanıklar Yüksel ile Ahmet hakkında, TCK.nın 456/4, 193/2, 421/2, 51/2, 59, 62, 80, 72; 647 sayılı Yasanın 4-6. maddeleri uyarınca sanık Yüksel' in l.650.000 lira ağır, sanık Ahmet'in ise 44.444 lira ağır para cezaları ile hükümlülüklerine ve sanıkların cezalarının ertelenmesine ilişkin, (Bandırma Asliye Ceza Mahkemesi)' nden verilen 1993/219 esas, 1994/12 karar sayılı ve 14.2.1994 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanık Yüksel tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 7.12.1994 tarihli bozma isteyen tebliğnamesiyle 12.12.1994 tarihinde Daireye gönderilen dava dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.
1- Katılma isteği hakkında karar verilmemesinde Yasaya aykırılık gözetilmediğinden, bu niteliği kazanmamış mağdur Yüksel'in hükmü temyize yetkisi bulunmadığı gibi, öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından CYY.nın 317. maddesi uyarınca mağdur Yüksel'in tebliğnameye uygun olarak temyiz isteğinin reddine,
2- Yüksel'in sanık olarak yaptığı temyize gelince; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunma işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca neden yerinde görülmemiştir. Ancak;
a) Sanığın, haksız amaçla katılanın oturduğu apartmanın beşinci katındaki dairenin kapı önüne kadar gelmesi ve açılan kapıdan girmek isterken yakalanması karşısında, geceleyin konut dokunulmazlığını bozma suçunun tamamlandığı gözetilmeden, apartman sahanlığının binada oturanların yararlanmasına açık yerlerden olduğundan, bu nedenle suçun tam kalkışma derecesinde kaldığından söz edilerek TCK.nın 62. maddesinin uygulanması,
b) Kabule göre, de; konut dokunulmazlığını bozma cürmünün salt davranış suçu olduğu, icrai davranışın bittiği anda suç esasen oluştuğu, tam kalkışmaya elverişli bulunmadığı düşünülmeden hüküm kurulması,
c) Sanığın kastın yenilendiğini göstermeyen kısa aralıklarla katılan Vildan'a telefon edip, "seni seviyorum, benim olacaksın" demekten ibaret eyleminin tümüyle sarkıntılık suçunu oluşturduğu, bu haliyle bünyesinde teselsülü de kapsadığı gözetilmeden, TCK.nın 421/2. maddesiyle verilen cezanın 80. maddesiyle artırılması,
Yasaya aykırı ve sanık Yüksel'in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKÜMLERİN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, konut dokunulmazlığı cürmünden dolayı, yeniden hüküm kurulurken Ceza Yargılama Yasasının 326/son maddesinin gözetilmesine, 26.1.1995 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Bir yerin konut eklentisi olup olmadığı sorunu, hukuksal bir sorundur. Yargıç bu sorunu, gerekçelerini açıklayarak kendisi çözmek zorunluluğundadır. Öte yandan konut dokunulmazlığını bozma suçu genel kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Sanığın amacının kötü olması eklenti olmayan bir yeri eklenti durumuna getiremez. Olayımızda, apartman dış kapısının izinsiz girişleri önlemek için sürekli kapalı tutulup tutulmadığı ve sanığın girdiği, eklenti sayılan sahalığa, sanığın amacından soyutlanarak herkesin girmesine izin verilip verilmediği araştırılıp saptanmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Bu nedenle, hiç bir araştırma yapılmadan, apartman sahanlığını eklenti sayan ve eklenti saydıktan sonra da mağdurun rızası olup olmadığının araştırmaya gerek duymayan bozmanın 2-a bendindeki çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
Sami SELÇUK Erol ÇETİN
Başkan Üye