 |
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E. 1994/5720
K. 1994/8411
T. 19.10.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MADDİ KONUSU BELLİ BİR OLAY YÜKLEYEREK
HAKARET ETMEK
HUKUKSAL KONUDA BİLİRKİŞİ RAPORUNUN HÜKME
ETKİNLİĞİ
KARAR ÖZETİ: Anahtarını daha önce kendisine veren kişisel davacıya 'altınlarımı sen çaldın" demek suretiyle maddi konusu belli bir olay yüklemek eylemi, TCY nın 480. maddesine giren hakaret olur.
Bir eylemin belli bir olay yükletilerek hakaret mi ya da sövme mi bulunduğunu tartışıp saptamak hukuksal bir konudur ve yargı görevi çerçeve sinde kalır.
Hukuksal konuda bilirkişiye başvurularak "altınlarımı sen çaldın" sözünün belli bir olay yükleyerek hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan, salt bilirkişi düşüncesine dayanılarak sövme suçundan hüküm kurulması Yasaya aykırıdır.
Ev içinde işlenen suçta herkese açıklık öğesi
bulunmadığından TCY nın 482. maddesinin 2. fıkrası uygulanmalıdır.
(765 s. TCK. m. 480,48212)
Sövme suçundan sanık Muteber hakkında, TCK.nın 482/3, 72;647 sayılı Yasanın 4-6. maddeleri uyarınca 300.000 lira ağır para cezasıyla hükümlülüğüne, cezasının ertelenmesine ilişkin(Bandırma Asliye Ceza Mahkemesi) nden verilen 1992/930 esas, 1993/840 karar sayılı ve 30.11 .1993 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanık Muteber müdafii tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 8.6.1994 tarihli onama isteyen tebliğnamesiyle 13.6.1994 tarihinde Daireye gönderilen dava dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Anahtarını daha önce kendisine veren kişisel davacıya "altınlarımı sen çaldın" demek suretiyle maddi konusu belli bir olay yüklemekten ibaret eylemin TCK. nın 480. maddesine giren hakaret olduğu, bir eylemin belli bir olay yükletilerek hakaret mi, ya da sövme mi bulunduğunu tartışıp saptamanın bilirkişiyle çözülecek bir uzmanlık sorunu olmayıp genelde mahkemenin başkalarına devredilemez nitelikteki yargı görevi çerçevesinde kaldığı, özelde eğer bilirkişiye başvurma gereği duyulmuşsa, bilirkişi görüşünün hukuksal açıdan incelenip değerlendirilmesinin gerektiği gözetilmeden;
a- Hukuksal konuda bilirkişiye başvurularak,
b- Ve yukarıda açıklanan sözün belli bir olay yükleyerek hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan salt bilirkişi düşüncesine dayanılarak,
2- Kabule göre, ev içinde işlenen suçta herkese açıklık (aleniyet) öğesi bulunmadığı halde TCK. nın 482. maddesinin 2. fıkrası yerine 3. fıkrası uygulanması,
Yasaya aykırı ve sanık Muteber müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle (HÜKMÜN BOZULMASINA) , yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, yeniden hüküm kurulurken CYY.nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 19.10.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.